İlk Şeyhülislam: Molla Fenârî
Molla Fenârî Osmanlı Devleti’nin ilk Şeyhülislâmıdır. Aklî ve naklî ilimlerin çoğunda kaleme almış olduğu eserler ile döneminin en büyük âlimi olarak kabul edilmiş, Osmanlı Devleti’nin kuruluş devrinde medreselerde okutulacak eserleri ve fikirleriyle tarihteki yerini almıştır. Fahreddin Râzî’den gelen icâzetnâme geleneğini Osmanlı ilmîyesine taşımakla birlikte, İbnü’l-Arabî geleneğindeki vahdet-i vücûd anlayışını benimseyerek hem ilmî birikimi hem de […]Devamını okuSecdede Vuslata Eren Hayat: Babanzâde Ahmet Nâim Efendi
Mustafa Zihni Paşa (1850-1929) ve İclâl Hanım’ın (v. 1953) mahdumu, din bilgini, fikir adamı, Dâru’l-Funûn felsefe grubu hocası ve mütercim Babanzâde Ahmet Nâim Efendi babasının görevi sırasında 1873 yılında Bağdat’ta doğmuştur. Bağdat’ta Mekteb-i İbtidaî ve Rüştiyesini bitirdikten sonra İstanbul’a geldi. Burada Galatasaray Sultanisi (1891) ve Mülkiye Mektebi’nden yüksek bir dereceyi ifade eden “aliyyülâlâ” derecesiyle 1894 […]Devamını okuBir Münekkit Âlim: İmam Birgivî
Medreselerde okutulan meşhur nahiv kitaplarıyla ve zamanındaki bazı olayları eleştirmesi ile bilinen bu alimin asıl adı Takıyyüddin Mehmet olup 929/1523 tarihinde Balıkesir’deki bir köyde dünyaya gelmiştir. Babası Pir Ali Bey ilmi ve takvası ile tanınan bir alimdi. Kendisi de ilk eğitimini ondan aldı. Daha sonra İstanbul’a gidip Küçük Şemseddin Efendi, Ahizade Mehmet Muhiddin Efendi ve […]Devamını okuÖrnek Bir Müslüman: Muhammed Hamîdullah
İlahiyat lisans yıllarında öğrencilerin elinin altında her daim bulunan, siyer dersinin başucu kitaplarından birisidir İslâm Peygamberi adlı eser. Bu kitap sayesinde benim de kendisini tanıdığım Muhammed Hamîdullah, çok yönlü, hayatını ilme adamış, zaman zayiatı yapmaktan korkan ve Allah’ın kendisine bahşettiği nimetleri O’nun rızası doğrultusunda kullanmayı kendine düstur edinmiş bir âlim olmasıyla Müslümanlar için bir örneklik […]Devamını okuPortre | Muallim, Şair, Yazar, Hatip: Abdullah Mahir İz
”Kıl beşi, tut kardeşi, ye helal aşı, yap doğru her işi, bil sorumlu her kişi, ol hayırlı eşi, kurtar başı.” Abdullah Mahir İz “marmarailahiyat.com” yazı davetini görüp yazı yazmaya karar kılınca dimağımdan pek çok kıymetli şahsiyet geçti. Hangisi olmalı derken hafızamda yakın tarihte hayatını dinleyip etkilendiğim, bizim fakültemizde hocalık yapmış ve bununla kalmayıp fakültemizin caddesine […]Devamını okuKelâm’da Tümdengelimsel Bir Metod: “İstidlâl bi’ş-Şâhid ale’l-Gâîb”
Mu’tezile kelâmcıları tarafından geliştirilen ve daha sonraki süreçte hem Eş’arî hem de Mâturîdî kelâmında bilgi edinme yöntemi olarak kullanılan Kıyâsü’l-gāib ale’ş-şâhid, “bilinmeyen veya duyuların ötesinde bulunan bir şeyin bilinen yahut duyularla algılanan bir şeye kıyas edilmesi” şeklinde tanımlanmaktadır.[1] Bu çalışmada söz konusu metodun kelâm ilminde hangi alanlarda kullanıldığı, kullanımı esnasında gözetilmesi gereken hususiyetlerin neler olduğu […]Devamını okuİslam Tarihi Kaynakları
* Bu yazı Ramazan Şeşen’in Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı isimli eserinden özetle hazırlanmıştır. Tarih; İbnü’n-Nedîm’in Kitâbü’l-Fihrist’i, Ca’fer et-Tûsî’nin Fihristü Kütübi’ş-Ş’ia’sı, Taşköprizâde’nin Miftâhu’s-saâde’si ve Kâtip Çelebi’nin Keşfü’z-zunûn’unda müstakil bir ilim olarak ifade edilmiştir. Ancak bu eserler diğer ilimleri de kapsayan genel bir mahiyet taşımaktadır. Bu anlamda Muhyiddin el-Kâfiyeci’nin el-Muhtasar fi ilmi’t-târîh’i, Sehâvî’nin Kitâbu’l-İ‘lân bit’t-tevbîh li men zenne’t-târih’i ve […]Devamını okuTanrı’nın Kuraltanımaz Kulları
Zühtten Marjinal Kulluğun Doğuşuna: Melâmet & Kalenderîye, Haydâriye İslam’ın ilk iki asrındaki zühd hareketleri kemâle erip tasavvuf artık ciddi manada zuhûr ettiğinde başlıca iki ekol ön plana çıktı.* Bunlardan ilki daha çok tevhid ve marifet gibi konuları işleyen ve zühd döneminin havf odaklı dindarlık anlayışını daha yeni yeni recâ ile dengelemeye çalışan Bağdat ekolü iken; […]Devamını oku“Mahmud Derviş / Rahmet Kurşunu” | Arapça Metin Tercümeleri 15
أغار من الحصان فإذا انكسرتْ ساقُه وأحسَّ بإهانَةِ العَجزِ عن الكَرِّ والفَرِّ في الرِيح .عَالجُوهُ بِرصاصةِ الرَّحمة ,وأنا إذا انكسرَ شيءٌ فيّ ,جسديٌّ أو معنويّ ,أُوصِي بِالبحْثِ عن قاتلٍ ماهر .حتى لو كان من أعدائي .سأدْفَعُ له أجرةً وثمنَ الرصاصة .سأقبِّل يدَه والمُسدَّس ,وإذا كنتُ قادراً على الكتابة , مدحتُه بقصيدةٍ عَصْمَاء !يختارُ هو وَزْنَها والقافيَة […]Devamını okuBilgi, Bilim ve Varlık: Taşköprülüzâde
İLEM Yayınları’ndan çıkan ve toplam 15 makaleden müteşekkil olan Taşköprülüzâde’de Bilgi, Bilim ve Varlık kitabı, 2016 senesinde İstanbul’da düzenlenen “Uluslararası Taşköprülüzâde Sempozyumu” ile “Taşköprülüzâde Projesi” neticesi ve kapsamında sempozyumda sunulan tebliğlerin genişletilmesi ve yeni makalelerin eklenmesiyle ortaya çıkmıştır. Editörlüğünü Medeniyet Üniversitesi Felsefe Bölümü hocalarından İhsan Fazlıoğlu ve İbrahim Halil Üçer’in üstlendiği Taşköprülüzâde’de Bilgi, Bilim ve […]Devamını okuÖzgür Olmayan Bir “Ben” Tasavvurundan Özgür “Ben”in İnşasına
Belirli bir varlık sahnesine gözlerini açan bir varlık olduğum için aslında “ben” diye işaret ettiğim kişi geçmiş yaşantımın toplamından ibaret. Beni inşa eden bir sürecin, zorunlu bir sonucuyum da denilebilir. Tabii bu “geçmiş yaşantı”dan kastın doğumumla sınırlı bir geçmiş olmadığını belirtmekte fayda var. Buradaki “geçmiş yaşantı”dan kasıt, ilk insandan şu ana dek süregelen bir sürecin […]Devamını okuHarikulade Yolculuklar
Yol, insanın rahatını kaçırır. Hedefin varlığını gerektirir. İçsel bir düşünce hâsıl eder. Aklın daha dinç olmasını sağlar. Yani bir insan için yolculuğun hem ruhî hem bedenî tarafı vardır. Bu çift taraflılığın yalnızca 21. yüzyılda yaşayan bizler için olduğunu düşünmeyin. Aksi takdirde bir yanılgıya kapılmış olursunuz. Yolculuk dediğimiz mefhumun bu durumu, insanlığın ortak bir özelliğidir. Hatta […]Devamını okuBir Metaetik Tartışma Örneği Olarak Vücûh Teorisi
İslam düşünce geleneğinde bir metaetik tartışma olarak “ahlakın kaynağı nedir?” sorusu farklı temellendirmelere tanıklık etmiştir. Kelam geleneği göz önüne alındığında iyilik ve kötülük bilgisinin kaynağına dair tartışmalarda iki genel tavır sergilenir. Bu iki genel tavra geçmeden önce iyi ve kötünün bu tartışmalarda hangi anlamda kullanıldığına değinmek gereklidir. İyi ve kötü birden fazla anlama tekabül eder. […]Devamını okuBu Neden Bir Pipo Değildir?
Her şey Platon’un o meşhur Kratylos diyaloğunu kaleme almasıyla başlamadı elbette ya da Magritte’in imgelerin ihanetini fark edişinden sonra başlamadı. Daha önce de tartışılan bir şeydi “adlar”. Platon’dan Magritte’e kadar çok farklı şekillerde tartışılmıştı. İnsanın asırlardır tartıştığı “adlar” nasıl bir sorunu teşkil etmektedir? Belki kutsal metinlerin bu konuda bize söyleyeceği şeyler vardır. Öncelikle “adlar sorunu”nu […]Devamını okuArz Yöntemi Özelinde Hanefî Hadis Anlayışının Teşekkülü | Kitap İnceleme
Arz Yöntemi Özelinde Hanefî Hadis Anlayışının Teşekkülü Mehmet Özşenel, İFAV Yayınları, İstanbul, 2018, 120 s. Dinin temel iki kaynağından biri Peygamberimizin sünnetidir. Sünnet ise esas itibariyle bize hadisler, yani gerek şifâhi gerekse yazılı olarak nesilden nesile intikal eden haberler vasıtasıyla ulaşmıştır. Dolayısıyla bu haberlerin hangisinin doğru ve orijinal (sahih), hangisinin yanlış ya da sahte (uydurma) […]Devamını oku“Vedâ-ı Ramazân”
Vedâ-ı Ramazan[1] [2]”شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ” Ey şehr-i güzîn-i mağfiret encâm! [Ey sonu mağfiret olan şehr-i güzîn] Kur’ân-ı mübîn-i ilâhî senin şanını tebcil ve takdis ediyor. Ümmetinin saadet-i dünyeviyye ve uhreviyyesinin kefil-i mübecceli ve süferâ-i ilâhiyyenin en şanlı, en şeref-âveri bulunan kâfile-sâlâr-ı enbiya [nebiler kafilesinin önderi] (s.a.v.) […]Devamını oku“Geçen Ramazan Cami-i Şerifte”
Geçen Ramazan Cami-i Şerifte[1] Öğleden sonra yarın camie birlik gidelim Minberin semt-i yesârında muhabbet edelim Bir gün evvel iki bey böylece vermişti karâr Ettiler her ikisi verdiği sözde ısrâr Gitti ferdâsı [ertesi] günü mevki-i maʿlûma biri Hâneden çıktı o niyetle refîk diğeri Beyazıt’a müteveccih gidiyorken meşgûl Buldu kalbinde diğer bir emel taze husûl Koska’da var […]Devamını okuErmeni Kilisesi | Kitap İnceleme
Hratch Tchilingirian, Ermeni Kilisesi (İstanbul: Aras Yayıncılık, 2019) Hratch Tchilingirian, Birleşik Krallık merkezli bir bilim adamı, sosyolog ve aktivisttir. Şu anda Oxford Üniversitesi Oriental Studies Fakültesi’nde öğretim üyesidir. Ortadoğu ve Ermeni Araştırmaları alanında uzmanlaşmıştır. Özellikle kültürel kimlik politikaları, anavatan- diaspora ilişkileri, din sosyolojisi ve Ortadoğu ve Avrasya’daki etnik gruplar arası çatışmalar üzerine yoğunlaşmaktadır. Çok sayıda […]Devamını okuBir Kitapçı Çırağının Olağanüstü Hikayesi | Kitap İnceleme
Bir Kitapçı Çırağının Olağanüstü Hikâyesi: “Bu Seyahat Biz Doğunun Çocuklarının İçinden Geçer” Yıllar önce henüz lise yıllarındayken yazar bir öğretmenim vardı, kitabının adı “Herkes İçin Tarih” idi “ben de herkes kümesine dâhilim, bana da diyecek şeyleri vardır bu kitabın” diyerek adeta bana yazılmış gibi okumuş hususen benim için kaleme alınmış gibi hissetmiştim. O günlerden yıllar […]Devamını okuBizim Ramazanlar – II (Ispartalı Hakkı)
*Ramazan vesilesiyle Burhan Başarslan ve Mustafa Taş, Ispartalı Hakkı’nın 1917/1335’te İslâm Mecmuası’nda yayımlanan “Bizim Ramazan” başlıklı yazısını latinize ettiler. Teravihten sonra ta sahurlara kadar münacat gibi, naat gibi, tesbih ve temcit gibi dini nağmeler, ezgiler okurlar. İş konuşurlar. Laf atarlar. Odalarda böyle olduğu gibi minarelerde de “Ya zel-celali vel-ceberut leke el-alail, ya zel-kemali vel-melekut […]Devamını okuAmerika Birleşik Devletleri (Tarih, Siyaset, Ekonomi) – II
Amerika Siyaseti Amerikan Siyaset Sistemi ABD, çoğulcu demokrasiye dayalı, başkanlık sistemiyle yönetilen federal bir cumhuriyettir. Federal devlet yapısı, 50 federe eyalet ve başkent Washington DC’yi içeren “District of Columbia”yı kapsamaktadır. Federal sistem uyarınca federal yönetim ile iç işlerinde serbest olan eyalet yönetimlerinin görev, yetki ve sorumlulukları anayasada tanımlanmıştır. Başkan ile yardımcısı, dört yıl süreyle ve […]Devamını okuAmerika Birleşik Devletleri (Tarih, Siyaset, Ekonomi) – I
“Amerikalı” dediğimiz zaman aklımıza ne gelir? Bu soruyu sormamın sebebi kafanızdaki “Amerikalı” tasavvurunu gözden geçirmenizi istemem. Çünkü mevzubahis “özgürlükler ülkesi” olunca homojen bir yapıdan bahsedemiyoruz. 310 Milyonluk nüfusa sahip Amerika’da sadece 22 milyon Amerikalı var ve kendi ülkelerinde etnik büyüklük olarak 6. sıradalar. Bu etnik yapıya biraz değinmek istiyorum. Dünyada nereye giderseniz gidin illaki Amerika […]Devamını okuBir, İki, Üç, Dört
Masanın üstünde duran cam şişenin kapağını çevirdi, kapağın yarısından biraz fazla olacak şekilde şurubu kapağa döktü ve içti. Işıkları kapatıp yatağın derinleşen koynunda bir müddet soluklandı. Gözlerini karanlığa karşı kışkırtamayacağının idrakindeydi. Fakat karanlığa saplanan gözleri yokluğun içine düşmek istedikçe içinde büyüyen bir çentik çukurlaşıyordu. Birazdan ayyuka çıkacaktı aslı nasılsa hangi fikir deşmekteydi içindeki çentiği. Mümkün […]Devamını okuModern Bilinç Kuramları Bağlamında İbn Sînâ Felsefesinde “Kendilik Bilinci”nin İmkân ve Açmazları
Özet Bu çalışmada İbn Sînâ felsefesinde “boşlukta asılı adam” düşünce deneyiyle temellendirilen kendilik bilinci ve bu düşünce deneyinde içerilen metafizik îmâlar, bir diğer ifadeyle zatî şuûr olarak da isimlendirilen benlik idrâki ve bunun kaynağı olarak gösterilen “soyut nefs” görüşü sorunsallaştırılacak olup söz konusu bu temellendirmenin imkân ve açmazları tespit edilmeye çalışılacaktır. Bununla beraber İbn Sînâ’nın […]Devamını okuYa Mana Ya İnfiâl
Medeniyet, her daim tanımlanmaya çalışılmış bir kavram, bir mefhum olarak karşımıza çıkmaktadır. Mefhum diyoruz çünkü medeniyetin çok katmanlı anlamsal bir yapısı vardır. Medeniyet; fikri, eylemi ve bu ikisinin inşa ettiği değerleri kapsar. Bu yapı, medeniyetin bir cümle ile tanımlanmasını güç hâle getirmektedir. Nitekim tarih boyunca yapılan medeniyet tanımları, başka düşünürler tarafından ya eksik bulunmuş ya […]Devamını okuFikirden İnşaya Derin Bir Telakki: Turgut Cansever
“İnsanın dünyadaki vazifesi dünyayı güzelleştirmektir.” Turgut Cansever bilge, fikir adamı ve mimar. Tevhidî mimarlık telakkisi, sonsuz mekân tasavvuru, tefekkür ve inşayı birbirine mezcetmesi ile “Bilge Mimar” olarak anılır. Mimariye bir dünya görüşü olarak bakar. Bu görüş insanın dünyadaki vazifesinin dünyayı güzelleştirmek olduğu şeklindeki İslami telakkiye dayanır. Dünya güzel yaratılmıştır ve insan Allah’ın yarattığı bu güzel […]Devamını okuFakülte Hocalarımızdan Kitap Tavsiyeleri
Malcolm X Malcolm XAlex Halley(İnsan Yayınları) Mekke’ye Giden Yol Mekke’ye Giden YolMuhammed Esed(İnsan Yayınları) Medrese’den Üniversite’ye Ali Özek Medrese’den Üniversite’ye Ali ÖzekRamazan Yıldırım(Çamlıca Yayınları) Kutuz Hoca’nın Hatıraları Kutuz Hoca’nın Hatıralarıİsmail Kara(Dergah Yayınları) Yılların İzi Yılların İziMahir İz(Kitabevi Yayınları) Hayatım İbret Aynası Hayatım İbret AynasıAhmet Muhtar Büyükçınar(Ensar Neşriyat) Karamazov Kardeşler Karamazov KardeşlerDostoyevsky(Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) […]Devamını okuAkıllı Türk Makul Tarih | Kitap İnceleme
Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, 1966 yılında Ankara’da doğdu. Kadıköy İmam Hatip Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümüne başladı. 1989 yılında mezun olduktan sonra aynı üniversitede yüksek öğrenimine devam etti. 1993 yılında “İbn el-Havvâm (ö.1324) ve el-Fevâid al-Bahâiyya fî e-Kavâid el-Hisâbiyye Adlı Eseri: Tenkitli Metin ve Tarihî Değerlendirme” başlıklı teziyle yüksek lisansını, 1998 yılında “Aristoteles’te Nicelik […]Devamını okuTürkiye’de Alevîlik-Bektaşilik: Sosyolojik Açıdan Türkiye’de Alevîlik-Bektaşilik
Türkiye’de Alevîlik-Bektaşiliği sosyolojik bir yönden açıklayabilmek için, bu dinî anlayışa mensup birey ve toplulukların kimlik ve/veya etnik yapısından aile yapısına, nüfus ve coğrafi dağılımlarına, kentsel ve kırsal alandaki durumlarına kadar pek çok özelliğin ele alınması gerekmektedir. Ne var ki, yüzlerce yıllık bir dinî anlayışı her şeyiyle kapsamak mümkün olmadığından, bu noktada kapsamı sınırlandırılmaya çalışılacak, ancak […]Devamını okuBirüssebi’den Beer Şeva’ya, Güney Filistin’de Kayıp bir Osmanlı Kenti
Osmanlı Devletinin hoşgörü şemsiyesi altında uzun yıllar himaye edilen Filistin topraklarının gözbebeği Kudüs-ü Şerif’ten ayrılıyor ve tarihin izini sürmeye, ülkenin güneyine doğru iniyoruz. 1900’lerde kurulan Kudüs sancağına bağlı şehirde önce Türklerin Birinci Dünya Savaşında Filistin cephesinde İngilizlere karşı verdiği büyük mücadelenin, sonrasında ise Siyonist etnik temizlik projesinin kalıntılarını keşfetmeye… Bir zamanlar Filistin’in en büyük kentlerinden […]Devamını okuKudüs… Ey Kudüs | Kitap İnceleme
“Seni unutursam, Ey Kudüs, sağ elim hünerini unutsun! Eğer seni anmazsam, Eğer Kudüs’ü baş sevincimden üstün tutmazsam, dilim damağıma yapışsın.” (Mezmur 137) Kudüs… Ey Kudüs (çev. Aydın Emeç, Kronik Yayınları) adlı kitap, Fransız asıllı Dominique Lapierre ve Amerikan asıllı Larry Collins’in ortak çalışmasıdır. Paris’te bir pastanede yolları kesişen Lapierre ve Collins’in beş yıllık çalışmalarının, özel röportajların, […]Devamını okuRöportaj | H. Şule Albayrak ile “Kadın Olmak İslam, Gelenek, Modernlik ve Ötesi” Adlı Eseri Üzerine
Hocam, ilahiyat alanında uzman kadın hocalarla birlikte sizin editörlüğünüzde “Kadın Olmak – İslam, Gelenek, Modernite ve Ötesi” adlı bir eser kaleme aldınız. Bu çalışmanızı değerlendirmeye geçmeden önce sizi bir araya getiren şey neydi, bundan bahseder misiniz? İslam ve kadın konusu, malumunuz olduğu üzere modernleşme süreciyle birlikte önemli bir mesele olarak tartışılagelmiştir. Bizim tarihimizde de Osmanlı […]Devamını okuSon Osmanlı Âlimi: İmam Kevserî
*Bu yazının gayesi Muhammed Zâhid el-Kevserî’nin yalnızca hayat hikayesine ışık tutmak ve okuru sathî düzeyde malumat sahibi kıldıktan sonra hakkında araştırma yapmaya sevk etmektir. Umarız ki eserlerini, fikirlerini ve tesirlerini de kapsayacak bir çalışmayla böylesi müstesna bir zatı tasvir etmenin ancak tez ve kitaplarda mümkün olabileceği okuyucu indinde de müsellemdir Kırım’ın Müslüman milletleri, her ne […]Devamını okuBeynimizi Ne Kadar Tanıyoruz?
Psikoloji ya da “duygu-düşünce bilimi”, bireylerin zihin ve davranışlarını sistematik olarak inceleyen bilimdir. Organizmaların hem doğrudan gözlenen davranışları hem de düşünme, zihinde canlandırma, hatırlama ve hayal etme gibi doğrudan gözlenemeyen karmaşık zihinsel süreçleri psikolojinin inceleme alanına girer. (Gerring, 2013) Psikoloji insan davranışlarını inceleyen bir bilim olduğundan, merak eden bir bireye davranışlarının nedenini öğrenme ve böylelikle […]Devamını okuImmanuel Kant’ın Hayatı ve Bilgi Kuramı Üzerine Tasvirî Bir Anlatı Denemesi
* “Kavramlar algı olmaksızın boştur, algı da kavram olmaksızın kördür.” “Dünyayı olduğu gibi değil; olduğumuz gibi algılarız.” * Modern Batı düşüncesinin zirve ismi Immanuel Kant olarak kabul edilir. Hem aydınlanmanın kendisinde karar kıldığı düşünür olması hem de klasiğe yönelik eleştirilerin bir bütün olarak ifade edildiği ve sistemleştirildiği aşamayı temsil etmesi sebebiyle Batı düşüncesi söz konusu […]Devamını okuJulius Wellhausen’ın Belgesel Hipotezi
Wellhausen, 17 Mayıs 1844’te Almanya’da Protestan bir ailenin çocuğu olarak doğdu. 1865’te Göttingen Üniversitesi Teoloji Fakültesi’nden mezun oldu. Burada dinler tarihi ve teolojinin yanı sıra İbranice, Aramice ve Arapça öğrendi. 1870’de doçent, 1872’de profesör olarak atanan Wellhausen “Kilise ile bilimsel araştırmanın bağdaşmadığı” gerekçesiyle teoloji fakültesinden istifa ederek Felsefe Fakültesi’ne tayinini istedi. Biblikal Kritisizm alanında ilim […]Devamını okuMütekaddimûn/Klasik Dönemde Yaratma ve Sudur
Antik-helenistik mirasın tercümesiyle birlikte Kindi editörlüğündeki felsefi ekol Meşşai bilimi de tevarüs etti. Kindi ve onun etrafındaki filozoflar bu antik-helenistik mirasla yüzleşen ilk grup olmalarına rağmen kendilerinden önce İslam dünyasında var olan Kelami düşüncenin de etkisiyle kendilerine özgü bir yaratılış fikri ortaya koydular. Bu fikri savunan Kindi ve çevresindekiler Tanrı hakkında mucibu’n bi’z-zat fikrine sahip […]Devamını okuVefalı Bir Dost: Mehmet Âkif
Mehmet Âkif Ersoy birçok konuya hakim bir şairdir. Onun bu farklı alanlara mümeyyiz olması onun sadece bir şair olmadığı, zamanına ışık tutmuş bir münevver olduğunu da kuşkusuz göstermektedir. Türkçeye olan bağlılığı, Arapçaya olan vukufiyeti, musikiye duyduğu ilgi, ilme gösterdiği önem gibi sıralanıp gidecek nice alan vardır. Fakat biz bu yazımızda onun daha çok ahlaki seciyelerinden […]Devamını okuNahivciler ile Mantıkçılar Arasındaki Tartışmalar | Kitap İnceleme
Mehmet Şirin Çıkar Ankara, İSAM Yayınları, 2017, 200 sayfa. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Arap Dili ve Belagatı Ana Bilim Dalında, Profesör olarak görev yapmakta olan Mehmet Şirin Çıkar’ın 2001 yılında hazırlamış olduğu doktora tezinin, 2009 yılında kitaplaştırılıp İSAM yayınları tarafından Mantıkçılar ile Nahivciler Arasındaki Tartışmalar ismiyle basılan eserini değerlendirmeye tabi tutacağız. Dil ile […]Devamını okuYerinden Edilmiş Bir Halk Olarak Filistinli Mülteciler ve Topraklarına Geri Dönüş Hakkı
“Savaş bizi başka bir savaşa sevk eder. Bir savaştan diğer savaşa… Neyin savaşına? Burada cümle düğümleniyor ve söz tıkanıyor…” Tantûralı Kadın, Radva Aşûr Geçtiğimiz yüzyıldan itibaren Ortadoğu’da süregelen kriz ve çatışmalar sebebiyle bölgede cereyan eden hadiselerden bağımsız olarak Filistin toprakları daima odak noktası olmuştur. Jeopolitik öneminin yanı sıra dini bir merkez olması sebebiyle de uluslararası […]Devamını okuSihizm’de Guruluk ve Sih Guruları
Öz Doğu Dinleri arasında İslam’a benzerliği dolayısıyla en dikkat çekeni şüphesiz Sihizm’dir. Ancak Türkiye’de “Sihizm” dendiğinde bu birçok kişiye hiçbir şey ifade etmemektedir. Halbuki Sihizm, Hint Coğrafyasını İngilizlerin işgaline kadar yönetiminde tutan Türk-İslam Devletleri’nin kucağına doğmuş senkretik bir dindir. İslam aleminde Hindularla, Batı’da ise Müslümanlarla karıştırılmaları nedeniyle Sihler, ayırt edilme imkanını pek elde edememişlerdir. Bununla […]Devamını okuHakimiyetin Sembolü: El-Halil Kapısı
Kudüs; coğrafyamızın tam kalbinde, Müslümanların akıllarında ve dualarında, Batı’nın emellerinde olan, asırlardan beri çeşitli istilalara, yıkımlara göğüs germiş, Müslüman fatihlere sonsuza kadar kanatlarını açmış, peygamberlere mihmandar olmuş bir şehirdir. İçinde medeniyeti, güzelliği, ihyayı, hoşgörüyü barındıran Kudüs, Müslüman hakimiyetinde sulh ve selamet diyarı olmuştur. Kudüs Eski Şehir’i çevreleyen 7 kapı bulunur. Bunlar Kudüs’ün en ihtişamlı kapısı […]Devamını okuBir Gidiş Bir Geliş Öyküsü
Bir daha göreceğimden eminim o şehri, sokaklarını, yollarını şimdi anımsadığım anımsayamadığım her şeyi bir daha göreceğim. Şehri, şehir yapan nedir? İnsanlar mı parklar mı kahvehaneler lokantalar, ya okullar üniversite yekpare camdan mağazalar? Hangisi şehri şehir yapıyor, yoksa kalabalıklar mı? Orda olup da burada olmayan nedir ki beni eksik bir şehirde yaşıyormuşum hissine mecbur bırakıyor. Tekrar […]Devamını okuNesturi Hristiyanlık ve Antakya Teolojisi | Kitap İnceleme
Dinler Tarihi’nin çeşitli alanlarında yaptığı çalışmalar ile tanınan Kürşad Demirci 1961 İstanbul doğumludur.1980 yılında Fatih Vatan Lisesi’nden, 1985 yılında da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve SanatTarihi Bölümü’nden (Prehistorya ve Eski Ön Asya Arkeolojisi) mezun olmuştur. Yüksek Lisans ve Doktora derecelerini Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dinler Tarihi anabilim dalından almıştır. 1995 yılındaYardımcı Doçent, 2005 […]Devamını okuŞeyhülislâm Musa Kâzım Efendi
II. Abdülhamid döneminde Tercüman-ı Hakikat, II. Meşrutiyet sonrasında ise Sırat-ı Müstakim dergilerinde yayınladığı dinî, siyasî ve toplumsal yazılarıyla Osmanlı uleması içinde modernist kimliğiyle ön plana çıkan Musa Kâzım Efendi, 1858 yılında Erzurum Tortum’da dünyaya geldi. İlk öğrenimini burada tamamladıktan sonra Balıkesir’e, dedesi Nureddin Efendi’nin yanına, İslamî ilimler tahsili için gitti. Daha sonra İstanbul’da Kazasker Eşref […]Devamını okuKavramsal Olarak Kültür ve Medeniyet
Kültür ve medeniyet, bir toplumda yaşayan herkesi yakından ilgilendiren kavramlardır. Bu kavramlar bilhassa, ilk uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan ve “medeniyetlerin beşiği” olarak adlandırılan Anadolu topraklarında yaşayan bizleri ilgilendirmektedir. Nitekim Anadolu’da kurulan ilk medeniyet olan Hititlerden, Türklerin Malazgirt savaşıyla Anadolu’ya girmelerine ve en son Osmanlı Devleti ile büyük bir medeniyet kurulmasına kadarki süreçte Anadolu, her […]Devamını okuRöportaj | Abdülkadir Macit ile Muhammed Hamidullah Üzerine
Abdulkadir hocam, hoşgeldiniz. Yeni kitabınız hayırlı olsun. Bizleri kırmayıp teklifimizi kabul ettiğiniz için marmarailahiyat.com ailesi adına sizlere teşekkür ederiz. Hoşbulduk efendim. Değerli hocam, niçin Muhammed Hamidullah’ı çalışmayı ve yazmayı tercih ettiniz? Kendisini modern dönemin diğer âlimlerden farklı kılan husus nedir? Muhammed Hamidullah’ı çalışmayı ve yazmayı iki sebep üzerinden izah edebilirim. Birincisi İslam Tarihi ve Siyer […]Devamını okuBurak Duvarı Olaylarına Giden Süreç ve Yaşanan Dönüşüm
Aynı realiteye yüklenen farklı anlamlar Filistin-İsrail mücadelesi için en belirleyici unsur olmuştur. Tarafların birbirlerinden ayrı planlarının olması, en küçük bir kıvılcımı bile büyük bir yangına dönüştürme ihtimalini barındırmıştır. Osmanlı Devleti’nin himayesinde yüzyıllar boyunca bir çınar ağacının gölgesinde serinleyen bu topraklar, imparatorluğun parçalanmasıyla beraber eski günlerini bir kenara bırakmış ve çatışma bölgesine dönüşmüştür. Bu dönüşüm tabii […]Devamını okuŞiirin Sesi, Toplumun Şarkısı
Osmanlı Devleti’nin sanat ve kültür hayatının önemli bir parçası olan divan şiirine dair olumsuz kanılar edebiyat tarihinde yerleşik bir olgu haline gelmiştir. Genellikle divan şiirinin toplumdan kopuk, gerçeklikten uzak, soyut, anlaşılmaz ve elit bir çevrenin edebiyatı olduğu fikri üzerinde durulurken halk edebiyatı da bunun karşısına konur ve bunlar arasında halk edebiyatı lehine keskin ayrımlara gidilir. […]Devamını oku“Birleşmiş Milletler: 2020 Yılında 168 Milyon Kişi İnsani Yardıma Muhtaç Olacak” | Arapça Metin Tercümeleri 9
الأمم المتحدة: 168 مليون شخص سيحتاجون للمساعدة عام 2020 قالت الأمم المتحدة اليوم الأربعاء إن شخصاً من بين كل 45 آخرين حول العالم سيحتاج إلى المساعدة والحماية عام 2020 وهو ما تبلغ كلفة توفيره 29 مليار دولار أمريكي. وقال مارك لوكوك، وكيل الأمين العام للأمم المتحدة للشؤون الإنسانية، إن حوالي 168 مليون شخص سيحتاجون للمساعدات […]Devamını oku“Çayla İlgili Yaygın Hurafeler” | Arapça Metin Tercümeleri 8
..خرافات شائعة عن الشاي البريطانيون اخترعوا أكياس الشاي لم يفعل البريطانيون ذلك، بل إن من اخترع أكياس الشاي أمة أكثر ارتباطا بالقهوة، إنهم الأميركيون. وتشير المعلومات إلى أن أول كيس شاي ابتكره تاجر الشاي الأميركي توماس سوليفان إضافة الحليب للشاي تقلل فاعليته يعتقد كثيرون أن إضافة الحليب إلى الشاي تقلل من فاعلية الشاي باعتباره منبها، لكن دراسات […]Devamını okuRöportaj | Edip Cevad Cudeh El-Hüseyni: “Biz Selahaddin Eyyubi’den emanet olarak tarihi bin yıla dayanan iki anahtar teslim aldık.”
Kıyamet Kilisesinin anahtarlarını Selahaddin Eyyubi’den teslim alıp yaklaşık 850 yıldır muhafaza eden Müslüman aileden Edib Cevad Cudeh el-Hüseyni’yi Kudüs’te ziyaret ettik ve âdeta İslam’ın hoşgörü ve anlayışının bir timsali olan anahtarların öyküsünü bizzat kendisinden dinledik. -Öncelikle sizi ve ailenizi kısaca tanıyabilir miyiz? Adım Edib Cevat Cudeh El-Hüseyni, Kıyamet Kilisesi anahtarlarının şu anki muhafızıyım. Ailemin hikayesi […]Devamını okuOnline Arapça Sözlükler
Teknolojinin son yıllarda hayatımızın önemli bir parçası haline geldiği inkâr edilemez bir gerçektir. İstese de istemese de herkes eğitim, iletişim vs. pek çok sahada teknolojiden faydalanmaktadır. Yabancı dil eğitimi sahasının önemli bir enstrümanı olan matbu sözlükler de bu durumdan nasibini aldı. Söz gelimi herhangi bir yabancı dil öğrenmeye başlayan kimse yakın zamana kadar hangi yayınevinin, […]Devamını okuİstanbul’da Bir Tütüncünün Hikayesi: Serduhani Mehmet Halis Efendi
Hikayemiz 1877’de Osmanlı-Rus Harbi sebebiyle iki kardeşin Erzincan’dan İstanbul’a gelmesiyle başlıyor. O dönemde tütün tüketimi, tütünlerin köylerden getirilip harmanlanması, kıyılması ve sokaklarda satışa sunulması şeklinde gerçekleşiyordu. Bu iki kardeş, Mehmet ve Yusuf Efendi de sokaklarda bu usulde tütün satmaya başlıyorlar. Ellerinde terazi İstanbul’u sokak sokak dolaşan bu iki kardeş dönemin şartlarında geçimlerini zar zor idare […]Devamını oku16. Yüzyıl Osmanlı’sında Dinî Hayat: Bir Tutsağın Hatıraları
İspanyol bir hür iken Akdeniz kıyılarında Osmanlı donanmasına teslim olmasıyla başlayan Tutsak Pedro’nun hikâyesi[2], Sinan Paşa’nın ölümüyle birlikte kendisine verilen azatlık sözü yerine getirilmeyince kaçarak ülkesine geri dönmesiyle son bulsa da geriye unutulmayacak anekdotlar bırakmıştı. 16. yüzyıl Osmanlı’sında sosyal hayattan siyasi ortama, kültürel yaşantıdan askerî harekatlara ışık tutacak kadar çok geniş yelpazeli bir anlatıya sahip […]Devamını okuBir Uyurgezerin Hikayesi
İçindeki karanlık gitgide büyüyor, büyüdükçe ruhunu sarıyor, sardıkça ruhunu sıkıyordu. Bu halet-i ruhiye bir iki haftadır Vacip’in içinde debelendiği fakat bir türlü yenemediği bir korku gibi etrafını sarmış onu derin bir eylemsizliğe sevk etmişti. Böylesi zamanlarda Vacip adeta, arzı bitmek tükenmek bilmeyen bir yol ve kendini büyük bir adım olarak telakki eder, düşmanından kaçarcasına yürümeye […]Devamını okuTelif, Neşir, İstinsah: İslam Dünyasında Kitabın Tarihi
İslam öncesi dönemde yazıya dökülmüş hâli kayalara işlenmiş birkaç kitâbeden ve binalar üzerine düşülmüş birkaç kayıttan ibaret olan Arapça edebiyatın şiir ve hikayeleri genellikle şifahen nakledilmekteydi. İslam’ın gelişi ve Kur’an vahyinin oluşturduğu gelenek ile birlikte bu şifahi edebiyat yazıya aktarılmış ve bu şekilde muazzam bir ilerleme kaydetmiştir. Esasında İslam’ın Arapça edebiyata yaptığı etki, onun yazıya […]Devamını okuHasan el-Benna’dan Hasan el-Hudaybi’ye İhvan-ı Müslimin’in Yönetim Anlayışı
İslam düşünce tarihi boyunca ortaya çıkan ekol, düşünce, fırka, tarikat, cemaat gibi dini, siyasi, sosyal oluşumlar göz önüne alındığında çoğu grubun İslam düşüncesindeki tek bir mefhuma yöneldiğini ve müntesiplerini de bu bağlam etrafında bir İslam anlayışına sevkettiklerine tanık oluyoruz. İhvan-ı Müslimin bu noktada diğer cemaatlerden ayrılarak şümullü/kapsamlı bir İslam anlayışını sistemli teşkilat yapısıyla hayata geçirmiştir. […]Devamını okuVar Olmanın Duacası
Var olmak, nefes alıp vermenin ötesinde bir hâl. Bu öteliğin yaşamın her alanında pek çok sonucu var. Mesela kendimizi var hissettiğimiz yerlerde daha fazla bulunmak istememiz varlığımızın bir sonucu. Yine varlık düşüncemiz, kendimizi var hissetmenin ötesinde, varlığımızı başkalarına hissettirmek ve bizden sonraki insanların bizim varlığımızdan haberdar olmasını istemek gibi eylemleri içerisinde barındırıyor. İşte buraya dikkat […]Devamını okuEliade’ye Göre Kutsalın Morfolojisi
İngilizce’de kutsalı ifade etmek için kullanılan “sacred” kelimesi, Hint-Avrupa kökenli olan Latince’deki “sanctum” ve “sacrum” kelimelerinden türemiştir. Bununla beraber bu kelimenin Latince “sacer” den geldiği ve kutsal olmayanın zıddı anlamında kullanıldığı da belirtilmiştir. “Sanctum” ile bir realite olarak kutsallık ve ilahi güç ifade edilmekle birlikte, fertlerin davranışıyla da ilgili bir kavram olduğu ileri sürülür. “Sacrum” […]Devamını oku“Çoğu zaman üzüntü ve depresyonu birbirine karıştırıyoruz. İkisi arasında ne gibi bir fark var?” | Arapça Metin Tercümeleri 6
غالبا نخلط بين الحزن والاكتئاب.. فما الفرق بينهما؟ نستعمل كثيرا مصطلح “الاكتئاب” باستخفاف في محادثاتنا، إذ نعود أحيانا للمنزل بعد يوم عمل مرهق ونخبر عائلاتنا أننا نشعر بالاكتئاب. لعل تلك المشاعر صحيحة، لكننا غالبا نخلط بين الحزن والاكتئاب وعندما لا نستطيع التمييز بين الحزن والاكتئاب، فقد يؤدي بنا الأمر للتعامل مع الوضع بشكل خاطئ، مثل […]Devamını okuTefsirde İsrâiliyyât’ın Kaynak ve Bilgi Değeri, Ertuğrul Döner
Tarih boyunca Müslümanlar farklı din ve milletlere mensup toplumlarla bir arada yaşamış ve onlarla olumlu ya da olumsuz bir ilişki içinde olmuşlardır. Başta İslam coğrafyasının genişlemesi ve çeşitli kültür ve milletlere mensup insanların İslamiyet’e girmesi gibi sebepler onları kaçınılmaz bir şekilde başka kültürlerle karşılaşmak durumunda bırakmıştır. İşte ilk dönemlerde yaşayan Müslümanların yani sahabenin söz konusu […]Devamını okuBir Nefes | Öykü
Zihni karmaşık düşüncelerle doluydu. Kendisine verdiği sözü tutamamış, binlerce düşünceyi zihnine davet etmişti. Bir yandan zihnindeki misafirlerle uğraşıyor diğer yandan cama değen yağmur damlalarını izliyordu. Damlalar dağıldığı vakit, buğulu camın ardındaki evlerin ışıklarına uzandı bakışları. Işık varsa hayat vardır; bir nefes, bir ses vardır, diye düşündü. Yeter ki “bir nefesi” olsun insanın, gerisi hallolurdu. Para […]Devamını okuTürkiye’de Alevîlik-Bektaşilik: Millî Mücadele Döneminden Önce Alevîlik-Bektaşilik Tarihçesi
Kerbela Olayı, o dönemin Müslüman dünyasında büyük bir sarsıntıya yol açmış ve bu olayın sonuçları Emevi hanedanının başını uzun bir müddet ağrıtmıştır. Öyle ki, Emevi saltanatını yıkıma götürecek çeşitli faaliyetlerin fitili bu olayla ateşlenmiştir. Bunun yanı sıra, Kerbela Olayı, Alevî/Şiî düşüncenin çok sayıda taraftar bulmasına da zemin hazırlamıştır. İslam’ın farklı coğrafyalara yayılmaya başlamasıyla birlikte, Alevî/Şiî […]Devamını okuTefsir Literatürü
KLASİK DÖNEM TEDVİN ÖNCESİ DÖNEM İbn Abbas (ö. 68/687-88) İbn Abbas (ö. 68/687-88) Ali b. Ebî Talha (ö. 143/760), tefsir bilgisiyle ön plana çıkan sahâbî İbn Abbas’ın tefsir rivayetlerini Ṣaḥîfetü ʿAlî b. Ebî Ṭalḥa olarak tanınan bir sahifede derlemiştir. Bu rivayetlerin sonraki eserlere alındığı bilinmekle beraber söz konusu derleme zamanımıza intikal etmemiştir. İbn Abbas’a isnat […]Devamını okuTecvîd İlminin Müstakil Bir Disiplin Olma Serüvenine Dair Değerlendirme
KAVRAMSAL ÇERÇEVE Tecvîd; sözlükte bir şeyi en güzel ve en iyi şekilde yapmak anlamlarına gelmekte, ıstılahta ise harflerin mahreç ve sıfatlarının araştırıldığı ilim olarak tanımlanmaktadır.[2] Tecvîd ilminin konusu ise telaffuz edilişi bakımından Kur’an-ı Kerim lafızlarıdır ki Kur’an-ı Kerim diğer kutsal kitaplardan farklı kılan hem ezberleniyor olması[3] hem de özel eda keyfiyetine sahip olmasıdır. Kur’an-ı Kerim’e […]Devamını okuTahayyülü Kavramak: Felsefe ve Sanat
Felsefe düşünmenin sürecidir. Eşyanın hakikatini aklın yettiği ölçüde kavrama faaliyeti. Sanat ise hissetmek. Aklın ötesine geçip ortaya bir şey koymak. Belki bu yüzden sanatçı toplumun genel yapısının dışındadır. Aklın hükmünü bir yerden sonra kenara bırakmış hayal aleminde raks etmenin tadına varmıştır. Felsefe ve sanat aklın gücüyle muhayyilenin ortaya çıkardığını birleştirmekte ve insana bütüncül bir yapı […]Devamını okuKırk Adım | Öykü
Kaldırımın yola yakın tarafından göğe bakmak için başını kaldırdı Refik Bey. Bilinmez ki şu an kaç kişi Refik Bey gibi göğe bakmakta, aldığı soluğu bu kez de yukarı vermektedir. “Yılların eskitemediği gök, ne işler açtın başıma!” diye söylendi Refik Bey muhatabına yani göğe yönelerek. Bir yaş daha almıştı Refik Bey. Günyüzü göstermeyen Dünya, bir kez […]Devamını okuKanonik İncillerde Hz. Meryem’in Hamileliğine Dair Naslar ve Bunların Kur’an Işığında Değerlendirilmesi
Hz. Meryem, Kur’ân’ın muhtelif pasajlarında zikri geçen, adı bir sureye verilen, Kur’ân’da ismi geçen tek kadın olan ve de birçok farklı sıfatla Allah’ın övgüsüne mazhar olmuş bir şahsiyettir. Hz. Meryem’in iffeti[1], dosdoğru oluşu[2] gibi kişilik özellikleri ve örnek yönleri Kur’ân’ın farklı yerlerinde zikredilmektedir. Hz. Meryem, başta Hristiyanlık olmak üzere Yahudilik ve İslam’da önemli bir karakterdir. […]Devamını okuBitmeyen Şehir: Mardin
Mezopotamya Ovası’nın kucaklayıcı şefkati ve sarp dağların korucu kudreti arasında yıllara meydan okuyan tarihi yapıları, hayranlık uyandıran kültürü ve sıcacık insanları ile kadim kent Mardin… Şehir hakkında kısa bir bilgi vermek gerekirse; Mardin, Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Yukarı Dicle havzasını el-Cezîre/Mezopotamya ovasına bağlayan, İran, Azerbaycan ve Anadolu’dan gelip Suriye ve el-Cezîre üzerinden Irak’a giden kadîm […]Devamını okuİslâmî Bir Hareket Olarak İhvân-ı Müslimîn
İslam dünyası 18.y.y. dan itibaren benlik problemi yaşadığı bir döneme girmiştir. Coğrafyanın farklı bölgelerinden bu buhranlı döneme çözüm arayışında bulunan kitle hareketleri ve düşünürler olagelmiştir ama İslam dünyası bu buhranlı sürece bir çözüm üretememiştir. Birinci Dünya Savaşı başlamış ve İslam dünyası bir bütün olma özelliğini kaybederek adeta çok farklı medeniyetlerin birer uzantısıymış gibi birbirinden uzaklaştırılmış […]Devamını oku2006 Seçimlerine Giden Yolda Hamas ve El-Fetih Ayrışması
Neredeyse yüzüncü senesini dolduracak olan Filistin-İsrail meselesi, sorunların ortaya çıktığı ilk günden bu yana çok boyutlu incelenmesi gereken, çözümü zor çatışma bölgeleri grubuna girer. Filistin Meselesi küresel güçlerin sahada verdiği savaş kadar kendi ürettiği iç dinamiklerin de mücadelesine sahne olmuştur. Bu sebeple küresel sistemler kadar iç yapılanmanın da bilinmesi gerekir. Özellikle 20. yy ile başlayan […]Devamını okuÖykü | Babaannemin Evi
O dar, çıkmaz sokağa adım atmamla başlıyor her şey. Yer yer toprak ve çakılla, yer yer yaşlanmış bir insanın damarlarının belirginleşmesi gibi çatlakların dikkat çektiği betonla kaplı; zamanın yıpratıcılığından nasibini almış bu sokak, ürpertici bir geçmiş zaman hilkati gibi bir anda yükseliyor karşımda. Unutulmuş maziden, hafızanın kuytu köşelerinden, bilincin ışığının yıllarca uğramadığı izbe kıvrımlardan çıkıp […]Devamını okuSemavî Dinlerde Kıble Anlayışı ve Kudüs
‘’Kıble, Yahudilerin, Hıristiyanların, Müslümanların ve diğerlerinin ibadet esnasında döndükleri yöndür. Kıble konusundaki eski Yahudi uygulamasına ve ona atfedilen öneme Daniel Kitabı’nda (6/10) rastlanır. Hıristiyan kilise binalarındaki yön geleneği, kökenlerini Yahudi sinagoglarının Kudüs’teki Mabed’e doğru coğrafî olarak yönlendirilişinden ziyade, Greko-Romen mabetlerinin doğuya doğru kozmik yönlendirilişinde bulur. Birkaç küçük istisna dışında ilk Hıristiyan kiliseleri doğu-batı ekseninde yönlendirilmişlerdir. […]Devamını okuStalker ve Tarkovsky
Stalker, Andrey Tarkovsky’nin 1979 yapımlı bilim kurgu filmi. Filmde Stalker denen bir iz sürücü, bir yazar ve bir fizik profesöründen oluşan üç kişinin “Zona” olarak adlandırılan, içine girildiği vakit, kişinin acılarından doğan en içteki dileğinin gerçekleştiğine inanılan bir oda bulunduran yasaklı bölgede, odaya ulaşma çabaları esnasında yaşadıkları serüvenler anlatılır. Stalker; ilk bakışta acıma hissi uyandıran, […]Devamını okuTürkiye’de Alevîlik-Bektaşilik: Alevîliğin (Şiilik) Doğuşu
Türkiye’de Alevîlik-Bektaşilik tarihini ele almadan evvel bunun daha da öncesine, diğer bir ifadeyle “Şia” (Hz. Ali’nin taraftarı/yandaşı) kelimesi ile eş anlamlı olan Alevîliğin doğuşuna kısa bir şekilde göz atmak faydalı olacaktır. Zira, Türkiye’deki Alevîlik-Bektaşilik her ne kadar bir yönüyle Türklerin İslam’ı kabul etmeden önceki inançlarından izler taşıyor olsa da, Alevîlik-Bektaşilik sisteminde bu inançların yanı sıra […]Devamını okuAnlamsızlığın Anlamı Üzerine Yazılar 02
Bir önceki yazımda ”anlamlı” dediğimiz şeyin aslında anlamsız parçalardan oluştuğunu ve insanın bir şeyleri önce anlamsız kıldığını, daha sonra ise bazıları arasında ilişki kurmak suretiyle ”anlam” denilen mefhumlar yarattığını ifade etmiştim. Şimdiki yazımda ise ”anlamsız” diye bir şeyin varolmadığını ve bunun sebeplerini açıklayacağım. ”Anlamsız”, anlam kelimesine olumsuzluk, eksiklik anlamı veren ”-sız” sonekiyle üretilmiş Türkçe bir […]Devamını okuMutasavvıflar Şehri Kudüs ve Beş Zaviye
Yüce Rabbimiz’in Kuran-ı Kerim'de “etrafını bereketlendirdiğimiz yer” olarak bahsettiği Mescid-i Aksa’da bereketin büyük bir kısmının buradaki tasavvufi hayata aksettiği yadsınamaz bir gerçektir. İslam’ın zahir ve batın hükümleri çerçevesinde yaşanan manevi ve deruni hayat tarzı olan tasavvuf, Kudüs’ün Müslümanlar tarafından 638’de fethedilmesiyle birlikte bu bölgede yoğunlaşmıştır. Miraç hadisesinin bu şehirde yaşanmasına binaen sufiler için büyük önem […]Devamını okuHalil Cibran ve “Kırık Kanatlar”ı
İnsanın doğduğu, büyüdüğü toprakları terketmesi veya terketmek zorunda kalmış olması belki de insanın başına gelebilecek en zor durumdur. Her ne kadar insan bir müddet sonra bu duruma alışıyor olsa da yeni şehirler, farklı simalar, henüz öğrenilememiş diller her an ona gurbette olduğunu anımsatır. Bazıları için bir cehenneme dönüşebilen gurbet hayatı ne var ki bazı insanlar […]Devamını okuİçimizdeki Özü Yazılımına Uygun Kullanmak: Fıtrat
Günümüzün en büyük sorunlarından biri, kuşkusuz bir manasızlık deryasında boğulup hayatı anlamsız şekilde yaşamaktır. Çoğu şeyi maddiyatla kolayca elde edebilen insanlar, güçleri her şeye yettiği halde neden hala mutsuzlar? Veya çok nitelikli bir üniversitede okuyan, geleceğini daha erken bir yaşta belki de garanti altına alan ve maddi açıdan hiçbir sıkıntısı olmayan bir öğrenci neden hâlâ […]Devamını oku“Niçin kahve ile beraber bir bardak su ikram ediyoruz?” | Arapça Metin Tercümeleri 5
لماذا نقدم كوب الماء مع القهوة؟ في حياتنا كثير من العادات والأفعال التي تحدث بشكل يومي دون معرفة الأصل فيها .ومنها عادة قديمة لا تزال موجودة حتى الآن ، خاصة لدى العرب وهي تقديم كوب من الماء مع فنجان القهوة ويعود أصل تقديم كوب الماء مع فنجان القهوة إلى زمن العثمانيين ، حيث كانوا يقدمون […]Devamını okuSeyyid Ahmed Arvâsi (1932-1988) – Bir Eğitimci, Sosyolog, Pedagog ve Fikir adamı –
Seyyid Ahmed Arvâsî’nin Hayatı ve Eserleri a) Hayatı ve Tahsili 15 Şubat 1932 yılında Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde doğmuştur. Ailesi aslen Van’ın Bahçesaray kasabasına bağlı Doğanyayla (Arvâsî) köyündendir. Çevrelerinde bu köyün adına izafeten «Arvâsî’ler» olarak tanınırlar. Peygamber soyundan olan Arvâsî’ler geniş bir aileye sahip olduklarından bütün Türkiye’ye hatta Ortadoğu’ya yayılmışlardır. Şeyh Abdülkadir Geylânî Hazretlerinin ailesinden gelmektedirler[1]. […]Devamını okuŞule Ruhu
Annemin ilkokuldan mezun olduğu yıllar, Şule Yüksel Şenler hocamın şehir şehir gezip konferanslar verdiği yıllar. O zamanlar genç bir üniversite öğrencisi olan dayım da bu konferanslara katılmış. Konferans çıkışında ise elinde bir kâğıt parçası ile eve gelmiş. Anneannem ve dedeme bu kâğıdı göstererek annem Vesile’nin hayatındaki dönüm noktasının temelini atmış. Kâğıtta “Kızınızın Şule Yüksel Şenler […]Devamını oku“Hollywood’daki Mısır Tiyatrosu Netflix’in Oluyor!” | Arapça Metin Tercümeleri 4
المسرح المصري بهوليود في قبضة نتفليكس تستمر شبكة نتفليكس في الاستحواذ شيئا فشيئا على الساحة السينمائية الأميركية لتضمها إلى تركتها، بعد ما استحوذت بشكل كبير على المحتوى التلفزيوني في السنوات الأخيرة حققت نتفليكس مرادها في العام الماضي بفوز أحد إنتاجاتها بجائزة الأوسكار عن فيلم “روما” للمخرج ألفونسو كوارون. واليوم تتطلع الشبكة إلى تكرار إنجازها مع اقتراب […]Devamını okuالحركة العلمیة الیهودیة في العصر الأموي
النشاط العلمي للیهود قبل الإسلام افتتح المسلمون خلال مسیرة فتوحاتهم كلا من العراق ومصر وبلاد الشام، وأصبحت مدن هذه البلاد مراكز علمیة رائدة لسنوات طویلة. قدم الیهود الى أراضي المسلمین بعدما هُجروا من قبل السریانیین – 722قبل المیلاد- ومن قبل ملك البابلیین نبوخذ نصر – 522قبل المیلاد- الذي هدم لهم هیكلهم الأول ثم هجّرهم واستهدف […]Devamını okuKindî ve Gerilim
İslâm felsefesi geleneğinin başlatıcısı kabul edilen Kindî (ö.252/866[?]) birçok kişinin başarmakta güçlük çektiği şeyi yapmış ve birbirinden farklı iki geleneği kendi potasında eriterek özgün bir düşünme tarzının ortaya çıkmasına öncülük etmiştir. Kelam ve fıkıh geleneklerinden farklı bir felsefe cemaatinin oluşmasına vesile olmuş, erken İslâm medeniyetinde “filozof” olarak anılan ilk kişi olmuştur. “Kindî’nin bu başarısının altında […]Devamını okuAfrika’nın Renkli Ülkesi: FAS
Bir ülke düşünün ki her bir şehrinde tarihin tozlu sayfalarına ziyaret mümkün olsun. İşte bu ülke Berberilerin anavatanı Fas. Gelin bu büyülü ülkeyi beraber keşfetmeye çalışalım. Türkiye’den uçakla 5 saat uzaklıkta olan bu ülke bir Kuzey Afrika ülkesidir. Ayrıca Afrika ile Avrupa’yı birbirine bağlayan Cebelitarık Boğazı da ülkenin hemen kuzeyinde yer alır. Doğusunda Cezayir, güneyinde […]Devamını okuÜsküdar Sırtlarında Bir Sinan İncisi: Vâlide-i Atîk Külliyesi
Rivayete göre Nûrbânu Vâlide Sultan, âhir ömründe sadaka-i câriye yerine geçmesi için bir külliye vakfetmek istemektedir. Ancak bu külliyeyi nereye inşa ettireceği hususunda karasızdır. Bu kararsızlığı yaşadığı günlerden birinin akşamında rüyasında veli bir zât ona, Beşiktaş’tan yaşmağını bırakmasını ve yaşmağın konduğu yere külliyeyi inşa ettirmesini tavsiye eder. Bu tavsiyeye uyan Nûrbânu Sultan günümüze kalan harika […]Devamını oku“Sneijder yeşil sahalara veda ediyor.” | Arapça Metin Tercümeleri 3
شنايدر يعتزل المستطيل الأخضر أعلن نجم خط الوسط الهولندي ويسلي شنايدر اليوم الاثنين اعتزال كرة القدم نهائيا. وجاء الإعلان المفاجئ لشنايدر خلال زيارته لنادي أوتريخت الهولندي الموجود في المدينة التي ولد بها “.وقال اللاعب الدولي السابق (35 عاما) “لقد توقفت عن ممارسة كرة القدم… هذه كلمتي الحاسمة وأحرز اللاعب الهولندي لقب الدوري المحلي في أربع دول مختلفة هي هولندا وإسبانيا وإيطاليا وتركيا Sneijder yeşil sahalara veda ediyor Hollandalı orta saha oyuncusu Wesley Sneijder, pazartesi günü futbolu kesin olarak bıraktığını açıkladı. Sneijder’in sürpriz açıklaması, doğduğu şehrin takımı Utrecht’ı ziyareti sırasında geldi. 35 yaşındaki dünyaca ünlü oyuncu, “Futbol oynamayı bıraktım, bu nihai kararım” dedi. Hollandalı oyuncu, dört farklı ülkede lig şampiyonluğu yaşadı. Bu ülkeler; Hollanda, İspanya, İtalya ve Türkiye. Önemli Kelimeler […]Devamını okuAnlamsızlığın Anlamı Üzerine Yazılar
”Öngörüldü birimselleşmeler etnik dinsel yapılanmış etrafında iktidar politik.” Yukarıdaki cümleden ne anladınız? Tahmin ediyorum hiç bir şey anlamadınız çünkü bu cümleyi bir kitabın rastgele açtığım sayfalarındaki ilk kelimelerini bir araya getirmek suretiyle oluşturdum. Hatta buna cümle bile denemez çünkü bir anlamı yok. Dense dense kelimeler yığını denilebilir belki. İnsanlar anlam arayan canlılardır. Bizi diğer canlılardan […]Devamını okuAnlam ve Yorum, Tahsin Görgün
Modernleşme olgusunun kendisinde neşet ettiği Hristiyan Batı’nın söz konusu süreci yaşaması, onun kendi karakteristiklerinden bağımsız olarak anlaşılamaz. Buna mukabil, modernleşme tecrübesini yaşayan diğer medeniyetlerin de geçirmiş oldukları bu süreç aynı şekilde onların da kendi karakteristiklerinden bağımsız bir şekilde tam olarak anlaşılamaz. Modernleşmenin “mucidi” olarak niteleyebileceğimiz Batı medeniyetinin öncü olması hasebiyle diğer modernleşme süreçlerini büyük oranda […]Devamını okuFuzûlî’nin Leylâ vü Mecnûn Mesnevisi –Dîbâce-
Dîbâce, Divan Edebiyatında manzum eserlerin başında yer alan önsöz niteliğindeki bölüme verilen isimdir. Dîbâceler, eser hakkında başlangıç niteliğinde bilgi sunar. Ayrıca dîbâcelerde yazarın eseri yazma sebebi (sebeb-i telif), üslubu, sanat düşüncesi, sanata dair yorumları gibi birçok bilgiye yer verilir. Dîbâceler, genellikle mensur ve Farsça-Arapça terkiplerin ağırlıklı olduğu bir şekil özelliğine sahiptir. Ahenk unsuru olarak dîbâcelerde […]Devamını oku“Aşırı meyve tüketimi karaciğere zarar veriyor.” | Arapça Metin Tercümeleri 2
الإفراط في الفواكه يضر بالكبد حذر الدكتور كارستن ليكونات من خطورة الإفراط في تناول الفواكه ؛حيث إنها تحتوي على الفركتوز « سكر الفاكهة » ، الذي يرفع خطر الإصابة بالكبد الدهني وأوضح الممارس العام الألماني أن أعراض الكبد الدهني ؛ تتمثل في تضخم الكبد وانتفاخ البطن واصفرار الجلد والعين ، مشيرا إلى أن عدم العلاج […]Devamını okuSekülerleşme Teorisi ve Kırılma
İtirazlar uzun zaman önce yapılmış ve farklı dönemlerde tamı tamına bir teori olmaklığıyla (ya da tam tersi) ayırabileceğimiz serencamda revize edilmiş olsa da sekülerleşmenin yeterli, geçerli ve vaki olduğuna dair pek çok görüş bulunmaktadır. (Lechner, 1991) Uzun yıllar boyunca bizim ortaya koyduğumuz şekliyle sorun ele alınmamış, konu karşı cihetten incelenmişti. İşte tam burada yaşanan dönüşümü […]Devamını okuKur’an-ı Kerîm’in Yahudi Atıflarının İncelenmesi Üzerine Bir Yöntem
Kur’an’ı Kerim’in Yahudiler ile ilgili beyanlarının inceleme konusu yapıldığı bir çalışmanın yöntemi hakkında atılacak ilk adım Kur’an’ın nüzul sıralamasını gözetmek olacaktır. Bilindiği üzere Kur’an ayetleri genellikle bir olay hakkında ya da sorulan bir soru üzerine inzal edilmiştir. Dolayısıyla Kur’an, o günkü toplumun bilgi değerini/düzeyini, dünyevi ve teolojik tasavvurunu/yargısını, birbirleriyle olan günlük ilişkisini gözeterek söz konusu […]Devamını oku“Bill Gates: Arapça öğrenmek istiyorum.” | Arapça Metin Tercümeleri 1
بيل غيتس: أتمنى تعلم اللغة العربية أعرب بيل غيتس، مؤسس شركة البرمجيات الأميركية “مايكروسوفت” وأغنى رجل في العالم، عن تحسره لأنه لا يتحدث إلا اللغة الإنجليزية، وتمنى لو تعلَّم لغات أخرى من بينها العربية بيل غيتس: أشعر بأني غبي جدا لأني لا أعرف أي لغة أجنبية وقال غيتس في رد على سؤال وجه إليه بالجلسة […]Devamını okuZafar Iqbal, Adalet: İslamî ve Batılı Perspektifler
Pakistanlı bir Finans Profesörü olan Zafar Iqbal’in kaleme almış olduğu Adalet, kitabın alt başlığından da anlayabileceğimiz üzere bu kavramı “İslamî ve Batılı Perspektifler” zemininde ele almış ve incelemiştir. Bu incelemeyi yaparken konu başlıklarını yüzeysel bir biçimde bırakmamış; meselenin derinine inmiş, adaletin temelinin ne olduğu konusunda bu iki perspektif için ayrı ayrı delillendirmeler sunmuştur. Kitaba başlandığında […]Devamını okuİnsanın Varlık Düalizminin Benlik Kavramı Üzerinden Değerlendirilmesi
Ezelden aşk ile biz yâne geldik Hakikat şem’ine pervâne geldik Tenezzül eyleyip vahdet ilinden Bu kesret âlemin seyrâna geldik (Aziz Mahmud Hüdâi Hz.) İnsanın bu dünyaya ait olmadığı insana çok belli edilmiş; gerek fiziki özellikleri sebebiyle gerekse düşünce ufkunun dünya sınırını aşmasıyla. İnsanı alıp belli bir yere koyduğunuzda ne kadar eğreti durduğunu göreceksiniz. Alın çöllere […]Devamını okuYazı ve Yazmaya Dair
Bir konuşma ya da yazma, içeriksel niteliği, yazarı ve muhatapları açısından farklı değerlendirme ve adlandırmalara sahip olmaktadır. Akademik çevrelerce kabul görmüş temelde beş çeşit konuşma/yazma türünden bahsedilmektedir. Yazımız bu adlandırmalar altında sadece akademik olan ve akademik olmayan türlerle alakalı kısa bir değerlendirme mahiyetindedir. Bunlar (belli bir hiyerarşiye göre) şu şekilde sıralanabilir: (1) Tartışma, Münakaşa (Polemic) […]Devamını okuAntik Bir Sembol: Davut Yıldızı
Eski çağlardan bu yana insan görülmeyen hakikati var olanda ezelileştirmek için çeşitli sembollere başvurmuştur. Soyut olanın kuvvetlendirilmesi ve anlaşılır kılınması sembollerle mümkündür. Bu sembollerden biri de altı köşeli yıldız heksagramdır. Heksagramın ilk defa kimler tarafından kullanıldığı bilinmemekle birlikte ilk kalıntılarına İskandinavya’da Taş Devri’nden kalma toprak bir kasede rastlanır. (Güney Afrika Cape Town‘da Orta Taş dönemine […]Devamını okuKitap Değerlendirmesi: Dahi ve Dindar: Isaac Newton
Din ve bilim arasında ne tür bir ilişki olduğu, modern dönemin en önemli tartışmalarından biri gibi görünmektedir. Bu tartışmayı bu kadar önemli yapan hususun, tartışılan mevzunun entelektüel boyutuna ilave olarak halk kitlesinin de gündelik yaşantısında ciddi tezahürleri haiz olması olduğu söylenebilir. Nitekim modern toplumlar arasında giderek artan bir ivme ile yayıldığı düşünülen seküler-laik yaşam tipi […]Devamını okuVia Dolorosa (Gül Yolu/Elemli Yol)
Hazreti İsa’nın insanlara eşitlikçi bir din anlayışı sunuşu Yahudi cemaatinin, özellikle zengin ve bürokrat sınıfın, hoşuna gitmemişti. Çünkü bu öğretiler Yahudi bürokrat sınıfın halk üzerinde kurmuş olduğu üstünlüğe zarar vermekteydi. Hazreti İsa’nın öğretilerine kulak verip onun müritleri arasına katılanlar günden güne artarken Yahudiler bu duruma engel olmak için Hazreti İsa’yı ortadan kaldırma tasarılarına başlamışlardı. Dini […]Devamını okuYeni Bir Hilafete Doğru: Abdürrezzak es-Senhûri
Osmanlı Devleti’nin modern dünyanın meydan okumalarına karşı çözüm üretmeye çalıştığı en önemli alanlardan biri de hiç şüphesiz hukuktur. Genelde Müslüman coğrafyanın tamamında, özelde ise Osmanlı’da bu dönemde yaşanan problemlere çözüm üretme amacıyla ortaya konan çalışmalar, genellikle klasik fıkıh anlayışının terk edilmesi ve tercihin mezhepler üstü bir anlayışla yapılmasını öngörür. Söz gelimi Osmanlı’daki Aile Hukuku Kararnamesi […]Devamını okuSünnî Kelam Düşüncesinde “Kadîm” Kavramının İbn Sinacı Dönüşümü
Erken dönemlerden itibaren kelamcılar, ontolojik ve epistemolojik açıdan tutarlı bir teori ortaya koymak için Tanrı alem ilişkisi üzerine yoğunlaşmışlardır. Bilindiği üzere alem, Tanrı ve diğer her şey şeklinde bir ayrıma tabi tutulmuş ve bu ayrım da kadîm ve hâdis kavramları ile açıklanmıştır. Bu manada Tanrı kadîm diğer her şey ise hâdis olmak durumundaydı. Erken dönemde […]Devamını okuTürkiye’de Alevîlik-Bektaşilik: Kavramsal Bir Giriş
Türkiye’de Alevilik Bektaşilik meselesini ele almadan evvel burada bir hususa değinmemiz faydalı olacaktır. Günümüzde Alevilik ile bağlantılı olarak “Kızılbaş”, “Bektaşi”, “Rafızi” ve “Caferi” gibi çok sayıda kavram kullanılmakta ve bu nedenle ortaya bir kavram kargaşası çıkmaktadır. Bunun yanı sıra, gerek bu konu üzerinde bilimsel bir araştırma/inceleme yapan bilim insanlarının gerekse de siyaset, medya gibi alanlardaki […]Devamını okuFelsefeyi Tanımları Üzerinden Yeniden Okumak
Herhangi bir şey üzerine düşünmeye başladığımızda onun ne olduğunu belirlememiz gerekir. Yani üzerine düşüneceğimiz her ne ise onu bilmeliyiz. Bilme işleminin ilk adımı tanımlamaktır. İbn Sînâ: “Tanım, şeyin mahiyetine delalet eden sözdür. Hiç kuşkusuz o, şeyin kaim kılanlarını bütünüyle kapsar”[1] demektedir. Bu tarif ile ne kastedildiğini anlamamız için bir de mahiyetin ne olduğuna bakmamız gerekir. […]Devamını okuİki Düşman Ülke, Bir Ortak Ajan: Ashraf Marwan’ın Bilinmeyen Hikayesi
İsrail’in kurulmasından önce ve kurulduktan sonra kendisine en büyük tehditlerden biri olarak gördüğü Mısır, Camp David anlaşması ile beraber Arap Devletleri arasında İsrail’i ilk tanıyan devlet unvanını elde etmiştir. Mısır’ın İsrail’i tanımasına iten bu süreçte bir isim var ki, yaptıklarıyla bu iki ülke arasındaki ilişkilerin sil baştan değişmesine yol açmıştır. Hem Mısır’ın hem de İsrail’in […]Devamını okuKuvve-i Kazâiyemiz Nâmına Bir Vesîle-i İbtihâc: Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye ve Ahmet Cevdet Paşa
Batıyla kurulan temasın günden güne arttığı ve bu temasın devlet yapılanmasında birtakım değişimleri kaçınılmaz hâle getirdiği bir dönemde yaşayan Ahmet Cevdet Paşa, genç yaşından itibaren bu çalkantılı dönemin önemli aktörleri arasında yer almıştır. Mustafa Reşit Paşa’nın, yapacağı düzenlemelerin şer’î yönünü aydınlatması için meşihat dairesinden bir ilim adamı talep etmesine karşılık, “arzuya muvafık olarak” Sadârete gönderildiğinde […]Devamını okuSiyonizme Açılan Kapı: Dreyfus Davası
Dreyfus Davası, suçsuz olmasına rağmen dini kimliğinden ötürü casuslukla yaftalanan Alfred Dreyfus etrafında dönmektedir. 19. Yüzyılda yenilgiler, iflaslar, başarısızlıklar silsilesi içerisinde olan Fransa, toplumsal arınmayı sağlamanın en kolay yolu olarak bir “haini” hedef göstermiş, bu hainin de bir Yahudi olduğuna kanaat getirmişti. 1894 Fransa’sında yaşanan bu olay dünya tarihinin önemli kırılma noktalarından biriydi. O sıralarda […]Devamını okuİslam Düşüncesinde “Aşk” (Aşk Olsun)
Günlük hayatta bazen karşımızdaki kişiyle konuşurken sitem için “ aşk olsun” cümlesini kullanırız farkında olmadan. Peki dilimizin alıştığı bu kelime, “Aşk” nedir de biz sitem için “ aşk olsun” deriz. Aşkı elem, ızdırap olarak tanımlayan ilk kişi Hallac b. Mansur’dur tasavvuf tarihinde. Ona göre aşk, “sıfat değişiminden” ibarettir. Yani aşk beşeri sıfatlardan soyunup Tanrısal niteliklere […]Devamını okuOsmanlı’nın Kudüs’teki Yardım Eli: Haseki Sultan İmareti
Osmanlı hakim olduğu topraklar, izlediği siyaset farklı coğrafyalara, dinlere, dillere, ırklara kucak açması ve inşa ettiği medeniyet ile dünyaya bir örnek teşkil etmiştir. Osmanlı medeniyetinin barındırdığı en önemli unsurlardan birisi vakıf kültürüdür. Bu kültür o derece gelişmiş ve kapsamlı hale gelmiştir ki; padişahlar, valide sultanlar, paşalar halkın sıkıntısını çözecek, insanlara merhametiyle umut olacak, şehri ihya […]Devamını okuFeminizm ve İslam Dünyasına Yansımaları
Feminizm; kadınların birer insan olarak bütün haklarını talep etmesi yahut erkeklere kamusal alanın sorumluluğunu verip kadınları evde çalışmaya iten ve aile hayatının bütün yükünü kadının sırtına yükleyen toplumsal iş bölümünün sorgulanması adı altında 18. yüzyılda ortaya çıkan fikir akımıdır. Genel çerçevede hareket üç ana eğilim göstermiştir. Radikal feminizm (sorun ataerkillik ve şiddet), Sosyalist feminizm (sorun […]Devamını okuBizans’ta Din, Devlet ve Toplum
Din-devlet ilişkilerini anlamak, Bizans’ı anlamak için kilit bir öneme sahiptir. Çünkü milli bir yapıya sahip olmayan Bizans için din, kendi yapısındaki farklılıkları tek çatı altında birleştirme gayesi içerisinde önemli bir konumda yer almaktadır. Ancak Bizans’ın din ile olan ilişkisi yalnızca “birleştirici unsur” kavramıyla açıklanamaz. Bizans tarihini derinden etkileyen Hristiyanlık, birleştirici unsur olmanın ötesinde, aynı zamanda […]Devamını okuAnnales Tarih Yazıcılığına Bir Örnek: Braudel ve Kapitalizmin Kısa Tarihi
Annales Tarih Ekolü, tek katmanlı ve geçmişten geleceğe doğru uzanan tarih anlayışına karşı çok katmanlı ve göreceli zaman anlayışları ile tarih sahnesine yeni bir soluk, kavrayış getirmiştir. Bu ekolün en önemli temsilcileri Burke, Febvre ve Braudel gibi isimlerdir. Bu çalışmada, bu tarih yazıcılığının önemli simalarından Braudel’in Kapitalizmin Kısa Tarihi[1] adlı eseri, Annales Tarih Ekolü bağlamında […]Devamını okuMantık ve Metafizik
Mantığın kurucusunun Aristoteles olduğu kabul edilir. Ancak “kurucusu olmak” ifadesi zaman zaman yanlış anlaşılmış bir ifadedir. Örneğin Aristoteles mantığına karşı çıkan bazı düşünürler, eğer mantığı Aristoteles kurmuşsa ondan önce insanların mantık kullanmayıp, mantıksızca mı felsefe yaptıkları sorusunu ortaya atmıştır. Bunun en önemli örneklerinden biri Hicri IV. yüzyılın başlarında önemli bir dilci ve kelamcı olan Ebu […]Devamını okuAnâsır-ı Erbaa ve İnsan Tabiatı
İnsan, yaratıldığı günden itibaren gözler önündeki en muamma varlık. Ruhu, zihni, fikri, tavrı ve dahi insan tanımı içerisinde yer alabilecek pek çok unsuru ile çözülmeye/çözümlenmeye çalışılan, açılan her bir düğüm ile biraz daha karmaşıklaşan alem ve bu alemin doğa ile en çok bütünleşen yapısı, mizaç. İnsan mizacı, antik çağdan itibaren akıllarda pek çok soru işareti […]Devamını okuBilgi, Dil-Düşünce ve Vahiy Üzerine Bir Deneme
Lafız ve mana arasındaki ilişki çok farklı yansımaları olan ve bu sebeple farklı itibarlar ile ele alınabilecek oldukça felsefî bir mevzudur. Söz gelimi, mananın ontik yapısı, lafzın manaya nasıl delalet ettiği, manadan lafza geçiş süreci gibi pek çok farklı husus, lafız ve mana ilişkisi söz konusu olduğunda incelenebilecek konular arasındadır. Öte yandan lafız ve mana […]Devamını okuKonya’dan Kudüs’e Bir Yol: Kudüs Mevlevihanesi
Kudüs’ün tarih boyunca çeşitli dinler ve kültürler için büyük önem arz ettiği izahtan vareste bir konudur. Buna mukabil geçmişten günümüze birtakım din ve topluluklar bu topraklarda kendi kültür ve medeniyetlerinin sözcüleri olmuşlardır. Örneğin Haçlılar şehre hakim oldukları sürece Bizans ve Hristiyan kültürünü; Osmanlılar da hakimiyetleri boyunca Türk-İslam kültürünü yaymaya ve korumaya çalışmışlardır. Bu kültürü yayma […]Devamını okuBir Milletin Sürgünü: Nekbe
15 Mayıs 1948, bu tarih Filistin halkı için “Büyük Felaket” diğer adıyla “Nekbe Günü (يوم النكبة)”, İsrail için bağımsızlığını ilan, “halksız vatanda” kurdukları devlet demektir. Bugün Nekbe’nin üzerinden tam 71 yıl geçmesine rağmen Filistin halkı hala felaketin etkisi altındadır. Filistin halkı işgali Nekbe (Felaket) olarak isimlendirmiştir. Bu isim dahi halkın işgale bakış açısını özetler niteliktedir. […]Devamını okuFilistin Kurtuluş Örgütü ve Yaşadığı Eksen Değişikliği
Filistin mücadelesi dediğimizde üzerinde en çok durulması gereken konulardan biri hiç şüphesiz Filistin Kurtuluş Örgütü’dür. Mücadelenin dünü, bugünü ve yarınına baktığımızda FKÖ’nün doğru analiz edilmesi, Filistin’in dinamiklerine dair doğru çözümlemeler yapılmasına sebep olacaktır. Günümüzde yapılan en büyük yanlışlardan biri de hem FKÖ’yü, hem de onun gerek halk gerek dünya kamuoyunda bulduğu karşılığı doğru yorumlayamamaktır. Halk […]Devamını oku“Qur’ān and Hadith” by M. a. s. Abdel Haleem
As main sources of the Islamic belief, the Qur’ān and hadith have a pivotal role in shaping the Muslim mind in almost every aspect. In his article “Qur’ān and Hadith”, the opening chapter of “The Cambridge Companion to Classical Islamic Theology” of the Cambridge Companion series, M. a. s. Abdel Haleem offers a theological basis […]Devamını okuOsmanlı Orta Doğu Stratejisinin Bir İzdüşümü: Selahaddin Eyyûbî Külliye-i İslamiyesi
Osmanlı Devleti’nin Kudüs hâkimiyeti 1516 yılında Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi neticesinde başlamış; İngilizlerin 1917’deki işgali ile son bulmuştur. Osmanlı’nın Kudüs’teki dört yüz yıllık mevcudiyeti, tavsif edilemez barış ve huzur ortamını da beraberinde getirmiştir. Devletin “millet sistemi”ni esas alan ve toplumun birliğini, beraberliğini önceleyen politikası müreffeh ortamın devamlılığını sağlamıştır. XIX. yüzyıla gelindiğinde Osmanlı’nın bir arada […]Devamını okuOsmanlı’nın Kudüs’teki İlk Eseri: Sultan Süleyman Camii (Hz. Davud Makamı ve Son Yemek Kilisesi)
Sultan Süleyman Camii veya günümüzdeki ismiyle Hz. Davud Türbesi ve Son Akşam Yemeği Odası, Kudüs’ün Zion Kapısı’nın çıkışında ve Zion Dağı’nın üzerinde bulunan kolektif bir yapıdır. Buranın ilk katında Hz. Davud’un mezarı, ikinci katında ise Hz. İsa’nın havarileri ile son akşam yemeğini yediği oda bulunmaktadır. Bu yapı Müslümanlar, Fransiskenler ve Yahudiler için önemli mekanlardan biridir. […]Devamını okuKudüs Arap Birliğinin Neyi Olur
Aynı realiteye yüklenen farklı manalar, özellikle son yüzyılına baktığımızda belki de Filistin meselesinin aşılamamış en büyük virajı olarak göze çarpmaktadır. Kendimizi ve ötekimizi doğru konumlayamadan atılan her adım, bir çığ gibi büyüyerek çözmesi daha zor problemlerle bizi baş başa bırakıyor. Bu yazının ve bu başlığın atılma sebebi de naçizane bu konudan duyduğum üzüntüyü dile getirme […]Devamını okuFıkıh Literatürü
USUL USUL FUKAHA METODU el-Kerhî (340) el-Kerhî (340) Kerh / Irak Hanefî mezhebinin sistemleştirilmesinde önemli katkıları bulunan, Irak Hanefîliği çizgisinin önde gelen temsilcisi, usulcü, fakih. er-Risâle / el-Usûl Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf ve Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî gibi ilk Hanefî imamlarının görüşlerinin dayandığı genel ilke ve kuralları tesbite yönelik hacmi küçük, kıymeti büyük […]Devamını okuThe Seventh Seal (Yedinci Mühür)
“Ve Kuzu yedinci mührü açınca göğü bir sessizlik bürüdü. Bu yarım saat kadar sürdü. Ve yedi melek ellerindeki yedi borazanı çalmaya hazırlandılar.”(İncil: Vahiy, 8) İncil’in Vahiy bölümünde yedi mühür, yedi borazan ve yedi kâseden; zamanın sonunda Tanrı’dan gelen ve birbirini takip eden üç yargı dizisinden bahsedilir. Bu üç eşya birbiriyle bağlantılıdır ve birbirlerini tanıtmada, biri […]Devamını okuBir Romanı Semboller Üzerinden Okumak
Daniel Defoe’nin; tüccarlık, ekonomistlik, gazetecilik ve söylentiye göre ajanlık yaptıktan sonra 1719 yılında 63 yaşında yayınladığı Robinson Crusoe adlı kitabıyla baş başayız. Edebiyat tarihçilerinin önemli bir kısmına göre İngiliz Edebiyatı’nın ilk romanı kabul edilen Robinson Crusoe, Türk edebiyatında da ilk çeviri eserlerden biri kabul ediliyor. Kitap gerek yalın ve akıcı üslubu gerekse konusunun ilginç bulunması […]Devamını okuMücadelenin ve Emeğin Timsali: Paulo Freire’ın Kaleminden “Ezilenlerin Pedagojisi”
Yazarın kalemi hayatının da bir yansımasıdır. Brezilyalı yazar Paulo Freire hayatının dolu dizgin acılarını müthiş bir gayret ile çözümleme üzerine gitmiştir. O, hayatını insanlığa ve eğitime adamış bir adam olarak karşımıza çıkıyor. Freire, henüz kitabının başında yaptığı ithafla da bunu okuyucuya buram buram hissettirmeyi başarır: “Ezilenlere ve onlarla acı çeken, onların safında mücadele edenlere...” Freire […]Devamını okuGettier Sorununa Yönelik Çözüm Önerilerinden Biri Olan L. Zagzebski’nin Erdem Epistemolojisinin Bir Tasviri
Çağdaş epistemolojinin en tartışmalı konularından biri olan ve “Gettier Sorunu” olarak adlandırılan Edmund L. Gettier’in 1963 yılında yazdığı “Gerekçelendirilmiş Doğru İnanç Bilgi midir?” başlıklı makalesi, sadece üç sayfa olmasına rağmen, büyük tartışmalar başlatmıştır. Bu yazıda Gettier sorununa karşı sunulan pek çok çözüm önerisinden L. Zagzebski’nin erdem epistemolojisine değinilecektir. Tartışmaya geçmeden önce epistemoloji tarihine kısaca […]Devamını okuAmerika’da Köleleştirilmiş Müslümanların Tarihi
Son zamanların önemli çalışmalarından olan Amerika’ya köle olarak getirilen Afrikalı Müslümanlarla ilgili bir kitap yayımlandı. Bu eser Hakan Demirhan ve Necmi Küçük’ün tercümesi ile Temmuz Kitap aracılığıyla yayımlandı. Eser Afro-Amerika halklar konusunda Türkçeye kazandırılan önemli çalışmalardan birisi olmayı hak ediyor. Çünkü içerisinde bulunan Ömer bin Said adında bir şahsiyetin Arapça olarak yazdığı eserin tercümesi var. […]Devamını okuDewey Onlu Sınıflama Sistmi (DOS) / Dewey Decimal System (DDS)
Dewey Onlu Sınıflandırma Sistemi, Amherst kolejinde öğrenci olan MelvilDewey (1851-1931) tarafından 1876 yılında kolejin kütüphanesini düzenlemek için geliştirilen kütüphane tasnif sistemidir. Başlangıçta sınırlı bir hizmet alanına hitap eden bu sistem, sonraki süreçte tüm dünyada kullanılan bir tasnif sistemine dönüşür. Gelişen teknoloji, ilerleyen bilim ve değişen şartlara uygun şekilde sistem üzerinde sürekli güncellemeler yapılmış, içerik; kitap […]Devamını okuReligious Involvement In The Later Years Of Life
According to the prevailing view, people are thought to become more deeply involved in religion as they grow older. With reference to the augmentation of people’s faith and religious practices as they get older, psychologists had seen the need to add the topic of “religion” to their studies on senescent period. For the reason that […]Devamını okuModa Endüstrisi ve Fast Fashion Kültürü
Moda, eşyalara atfedilen bir artı değer ve bir semboldür. Endüstri devriminin gerçekleşmesi modanın da hızla sanayileşmesini getirmiş ve 21. yüzyıla çıkan basamaklarda küreselleşen endüstriye entegre olmuştur. Kitlesel üretimin ve sosyal ağların artışı ile beraber moda, her insanın kendisinden uzak kalamadığı bir değer ve imaj yaratıcısı olarak hayatın merkezinde yerini almıştır. Önceleri belirgin bir sosyal imtiyaz […]Devamını okuFelsefi Düşüncede Kurucu/Bütünleştirici Boyut: Platon Felsefesi’nin Oluşumunda Kurucu/Bütünleştirici Bakış Açısının Etkileri
Thales ile başlatılan felsefenin tarihsel süreçleri içerisinde, belli dönemleri temsil eden felsefi yaklaşımlar olmuştur. Genel itibariyle üç ana boyutta incelenen bu formlar belli dönemlere tekabül eden kurucu/bütünleştirici boyut, analitik boyut ve eleştirel boyut olarak zikredilebilir. Bu yazıda bu formlardan kurucu/bütünleştirici boyutun ne anlama geldiği açıklanacak ve bu formun ilk temsilcilerinden birisi olarak zikredebileceğimiz Platon'da […]Devamını okuDoğuşundan Günümüze Nesturi Kilisesi
Bu eseri daha iyi tanıyabilmek adına ilk başta yazar hakkında kısa bir bilgi vermenin gerekli olduğunu düşünmekteyiz: 1990 yılında İzmir’de doğan Talha Fortacı, lisans eğitimini 2016 yılında Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde tamamlamıştır. Yine aynı yıl Necmettin Erbakan Üniversitesi Dinler Tarihi bölümünde yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2017 yılı Aralık ayında “Nesturi Kilisesi (Başlangıçtan Günümüze)” […]Devamını okuMuhammed Hamidullah ve Siyer
İslam Peygamberi eseri ile Hz. Peygamber (sav)’e farklı/yeni bir bakış açısı ortaya koyan Muhammed Hamidullah, son devrin en önemli İslam âlimlerinden biridir. Kur’an, hadis, hukuk, Arap dili ve tarih gibi pek çok alanda derin bilgi sahibidir. Siyer alanında yaptığı çalışmalar bugün hala başyapıt olma özelliğini korumaktadır. Kendisi Hz. Peygamber (sav)’i her yönüyle ''üsve-i hasene'' olarak […]Devamını okuFuzûlî’nin Leylâ vü Mecnûn Mesnevisi (Giriş)
Türk Edebiyatında birçok şair Leylâ vü Mecnûn hikayesine eserlerinde yer vermiştir. Kimi zaman mesnevi tarzında kimi zamansa gazel tarzında kaleme alınmış bu eserler geniş bir literatür oluşturur. Şüphesiz bu literatürde en çok parlayan eser Fuzûlî (v.1556)’nin mesnevisi olmuştur. Eser 3086 beyitten müteşekkil olmakla birlikte “mefûlü-mefâilün-feûlün” veznindedir. Dibâce ile başlayan eser üç rubai ile devam eder […]Devamını okuAntik Bir Dili Canlandırmak: İbranice
Hami-Sami dil ailesinin oluşumuyla ilgili elimizde bulunan (Tirmizi’den) bir rivayete göre Hz. Nuh’un üç oğlu bulunmaktaydı. Ham, Sam ve Yafes. Ham, Habeşlileri, Sam, Arapları, Yafes de Rumları meydana getirmişti. Bu dil ailesinde üç farklı alfabe kullanılmakta olup bunlar; Arap, İbrani ve Etiyopya alfabesi idi. Bu çalışmada XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar günlük hayatta ölü bir […]Devamını okuShaping Jerusalem: Spatial Planning, Politics and the Conflicts
Shaping Jerusalem: Spatial Planning, Politics and the ConflictsFrancesco ChiodelliLondon/New York: Routledge, 2017, 115 p. The controversies over Jerusalem becoming the capital of Israel have recently occupied a significant part of the Middle East’s political debates. This affair has been one of the subjects that interested the politicians, the community and the media in Turkey […]Devamını okuKudüs’ün Kalbi: Eski Şehir
Sevgi ve nefretin, hırs ve arzunun, dürüstlük ve yalancılığın, direniş ve teslimiyetin iki bin yıldır karşı karşıya geldiği mübarek belde. Akıl ve kalpleri sarsan muazzam bir serüvenin başlangıç noktasına varmak isteyenleri kucaklamaya daima hazır, bekliyor. Biz de nübüvvetin kokusunu üzerinde taşıyan bu toprakların davetine icabet ediyoruz. Şehrin doğu, batı ve güneyden kuşatan üç vadi ile […]Devamını okuKutsal Geyiğin Ölümü
Özgürce soluk almak mıdır yaşamak yalnız! Ne acıklı bir yazı, ki bu kutsal tapınakta Görmeye gelmiş bir gölge gibi kendisini Yalnızca yas tutup dolaşmak düştü bana? Ve ben nasıl bilinçli, mutlu bir ömür derim Ona, ki her günü bir başka yasla dolmada Ve bizi alıp sessiz sürüklemede burdan, Lethe'nin kıyısında, bir ağıt gibi gamlı, Sayısız […]Devamını okuCenneti Bulan Çocuk | Öykü
Güneşin en güzel doğduğu günlerden bir sabah vaktiydi. Etraf sonbahar sarılığında, toprak kızgın ateş gibi sıcaktı. Sokaklarda peçeli satıcıların bağırışları vardı. Evde ne ocak ne de bir kap sesi vardı. Anlaşılan bu sabah da birkaç hurma ile gün geçecekti. Fazıl bugün de dışarı çıkacak ve kervan develerinin aheste yürüyüşlerini seyredecekti. “Belki bir gün benim de […]Devamını okuBir Gamanın Altında Binbir Millet
“Gama” denildiğinde insanların aklına gelen şeyler genelde “gamalı haç”, “gama ışını” gibi kavramlardır. Peki, “gama” kelimesi neyi ifade etmektedir? Yunan alfabesinde bir harf olan “gama”nın bir diğer ismi ise svastikadır. Bu mefhumu daha net bir şekilde anlayabilmemiz için “svastika” kelimesi üzerinden gitmemiz daha uygun olacaktır. Sanskritçede “iyi olmak” anlamına gelen svastika, geçmiş birçok millet ve […]Devamını okuDindarlık Kriterleri ve Dindarlığın Bağımsız Değişkenleri Üzerine
Öz: Dindarlık her ne kadar yaşanması ve hissedilmesi yönüyle bireye ait, bireysel bir olgu olsa da kendisini göstermesi açısından topluma ait, toplumsal bir olgudur. Ne var ki, dindarlık toplumdan topluma ve hatta bireyden bireye değişiklik gösterebilen bir olgu olduğundan, hakkında kesin, belirleyici, sınırlandırıcı bir çalışma ve hatta tanım yapılması bile oldukça zor olmuştur. İşte bu […]Devamını okuKudüs’ün İslam’daki Yeri ve Bir Adalet Nişanı olarak Hz.Ömer Emannamesi
Şehirler tarihi süreçte ortaya koydukları beşeri, fiziki farklılıklar ve çeşitli kültürel olgular sebebiyle farklı kimliklere sahiptirler. Dini kimlikli şehirlerin oluşması ise kutsal mekan ve mabet kültünün gelişmesiyle ilişkilendirilir. Bu gelişimin en büyük etkenlerinden biri de kutsal metinlerde o din için önem arz eden şehirlerden bahsedilmesidir. Nitekim Mekke, Medine, Kudüs, Vatikan ve Amritsar da dini kimliği […]Devamını okuSekiz Yüz Yıllık Bir Vakıf: Meğaribe Mahallesi
Uzun yıllar önce Afrika kıtasının kuzeybatısında yaşayan Mağribîler, Hac fârizasını yerine getirmek için yola çıktıklarında ilk olarak Mekke ve Medine’ye gitmişler, buradaki ibâdetlerini gerçekleştirdikten sonra İslam’ın kutsal saydığı üçüncü beldeye; Kudüs’e, yani Mescid-i Aksâ’ya yönelmişlerdir. Hem Mirâç hâdisesinin yaşandığı mekânı görmek hem de orada yaşayan ulemâyı ziyaret etmek amacıyla çıkılan bu yolun sonunda bazı Mağribîler […]Devamını okuÜrdün’ün Mescid-i Aksa Üzerindeki Himayesine Bakış
Ürdün, Arap Baharı’nın sarsamadığı, çevresindeki Müslüman ülkelere baktığımızda her biri küçük veya büyük çapta bir yıkımdan geçmiş olmasına rağmen hala istikrarını korumayı başarabilmiş bir ülkedir. Bu yazımızda “Ürdün Kudüs’te nasıl varlık buldu?” sorusuna ve aynı zamanda kurulduğu tarihten bu yana yaşanan her büyük mücadelede Arap devletlerini yenilgiye uğratan İsrail’in, Mescid-i Aksa’nın himayesini nasıl Ürdün kontrolüne […]Devamını okuBir Duvar, Üç İsim
Müslümanlar için Burak Duvarı, Yahudiler için Batı Duvarı, Batılılar için Ağlama Duvarı… Dışarıdan bakıldığında aralarında bir fark yokmuş gibi gözüken bu kavramlar hem Yahudiler hem de Filistinliler için çok şey ifade etmekte. Zira her adlandırma o mekânın kime ait olduğunu ispatlamaya dair bir çabayı içinde barındırıyor. Peki duvarı önemli kılan nedir? Bu kavramlar nasıl ortaya […]Devamını okuYahudi İnancında Kudüs’ün Kutsallaşma Süreci
Kudüs veya İbranice adıyla Yeruşalayim/Yeruşalim, Yahudilikte kutsal bir şehirdir. Ancak Yahudiliğin temel kitabı olan Tevrat’ta ne Kudüs’ten ne de Kudüs’ün öneminden söz edilmektedir. Yahudilerin kutsal kitabı Tanah, Kudüs’ü “Tanrı’nın (Yahve) seçtiği şehir” olarak niteler ve “ulusların tam ortası”, yani dünyanın merkezi olarak tanımlar. Yine Kutsal Kitap’ta geçen Yahve’nin Siyon’da oturduğu ifadesi, Tanrı ile Kudüs arasındaki […]Devamını okuEric Hoffer’in “Kesin İnançlılar” Adlı Kitabına Kısa Bir Değerlendirme
Bu yazıda Eric Hoffer’ın “Kesin İnançlılar” isimli eseri genel hatları ile öznel bir bakış açısıyla değerlendirilmeye çalışılmıştır. Hoffer, 25 Temmuz 1902 tarihinde ABD New York’ta dünyaya gelmiştir. Henüz 6 yaşındayken bilinmeyen tıbbi sebeplerden dolayı görme duyusunu kaybetmiş olsa bile 15 yaşına geldiğinde tedavi olmadığı halde kendiliğinden tekrar görmeye başlamıştır. Hiç eğitim almamış olan Hoffer, […]Devamını okuDünya İçinde Varolma
'Dünya dışına çıkabilmenin imkanı nedir?' sorusu ilk bakışta tuhaf görülse de hayatî önem taşıyan bir sorudur. Metafizik tam da dünyanın dışına çıkmanın, dilselliğin aşıldığı bir alana ulaşmanın, tarihüstü konuşmanın imkanını bize açar. Yalnızca imkanından söz etmekle de yetinmez, böyle bir dünyanın bilfiil mevcut olduğunu da haber verir. Varlık ve Oluş'un gerilimi, Dionysos ve Apollon'un çekişmesi, […]Devamını okuGerçekten Bireyselleştik mi?
Zaman her daim olduğu gibi arkasından bakanlara aldırmadan geçip gitti. Bekleyenler konumunu koruyamadığı gibi noktalar sürekli süreksizliğe doğru hareket etti. Başlangıç ve son olmadan yaptığını başaramayacak olan zaman üzerinde oynadıklarıyla değil etkisiyle meşhur oldu. Peşi sıralıklar ve deneyimi olmasa sanılara katılabilecek yargı tevekkeli olmayı çoktandır reddetti. Sonradan gelen öncekiyle yan yana konduğundan değişim tartışmasız kabul […]Devamını oku“Fıkıh Nedir” Sorusuna Klasiğin Verdiği Cevap: Fıkıh İlmine Giriş: Metinler Seçkisi
Fakültemizin İslam Hukuku kürsüsü öğretim üyelerinden Nail Okuyucu Hocamızın “Fıkıh İlmine Giriş” başlığını taşıyan kitabı, geçtiğimiz aylarda KETEBE yayınlarından neşredildi. Fıkıh İlmine Giriş: Metinler Seçkisi başlığını taşıyan bu eser, fıkhı bir ilim olarak tanıtmayı hedefleyen bir giriş kitabı. Bu ilmi kuran, sürdüren ve üzerinde tefekkürde bulunan âlimlerin bu amaca hizmet eden ifade ve yazılarını derleyen […]Devamını okuKırmızıyken I Öykü
Yavaş yavaş iteklerdi arabasını. Sağ ayağı devamlı aksardı. Ağrısı, acısı da olurdu epeyce. Sağ eli okşardı, ovalardı aksayan bacağını. Bazen de soluk soluğa kalır, öksürmeye başlardı. Hemen bulduğu yere çöküp, ceketinin cebinden paketini çıkarırdı, kırmızı gülünü düşürmeden, bir sigara yakardı. Paketi özenle yerine yerleştirirdi. Ardından deri yeleğinin gözünden pamuk mendilini çıkarır, terini silerdi. Ha gayret […]Devamını okuÖzgürlük Davasına Bir Hizmet: Sosyolojik Düşünmek
Bir disiplin olarak 18. yüzyılda ortaya çıkmasına rağmen incelediği toplumsal yapı ve bireyler arası ilişkiyi temele alması bakımından köklü bir bilim olan Sosyoloji hakkında pek çok eser yazılmıştır. Bu eserlerin büyük bölümü toplumu ve bireyi incelemesine karşın toplumun ve bireyin anlayamayacağı ve kavranması güç bir dille yazılmıştır. Bu anlamda Zygmunt Bauman’ın kaleme aldığı Sosyolojik Düşünmek, […]Devamını okuİnsan Tasavvuru Bize Ne Verir?
Felsefe tarihinde ontoloji ile epistemoloji her zaman karşılıklı bir ilişki içerisinde olmuştur. Hangisinin öncelikli olduğu ve diğerini belirlediği konusunda tartışmalar olsa da kesin olan bir şey var ki; varlık düşüncesi ile neyi bilebiliriz ya da nasıl biliriz sorularının cevabı her daim aynı ilkelerden hareketle oluşturulmuştur. Şüphesiz felsefe tarihinde birbirinden oldukça farklı ontoloji ve epistemoloji kabulleri […]Devamını okuIkiru (Yaşamak)
“Sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez.” -Sokrates Bu film, otuz yıl boyunca kendine, çevresine ve dünyaya yabancı bir şekilde yaşayan bir bürokratın hayat hikâyesinden ibarettir. Ancak hayat; beslenme, solunum ve boşaltımdan ibaret değildir. Türkçeye Yaşamak olarak çevrilen Ikiru’nun (1952) yönetmenliğini Rashomon, Shichinin No Samurai, Yojinbo, Dersu Uzalave Ran gibi filmlere de imza atan, Japonya’da sinemanın imparatoru […]Devamını okuFıkıhtan Faşizme
Modernleşme olgusunun Osmanlı’da belirgin hâle gelmesi kabaca 18. yüzyılın sonlarına tekabül etmektedir. Esasında Batı’yı çeşitli açılardan model alan modernleşme çabalarını daha erken tarihlere kadar götürmek mümkün olsa da bu dönemdeki çabalar alan ve kapsam olarak sınırlıdır. Ayrıca bunların klasik ıslahat çabaları içinde konumlandırılmaları da mümkündür. 18. yüzyılın sonlarından itibaren III. Selim ve sonrasında II. Mahmut […]Devamını okuAdalet Dairesi Teorisi
Adalet dairesi teorisi; nüvelerine Sümerlerde rastladığımız ve tarih içerisinde Hint-İran gibi kadim doğu medeniyetlerinin bilgi birikiminden damıtılarak Osmanlı’ya kadar gelen, din-devlet-toplum ilişkilerini siyaset felsefesi ve yönetim anlayışı bağlamında, adalet ekseninde ele alan düşünsel bir faaliyettir. Adalet Nedir? Adalet dairesi teorisine girmeden önce doğu medeniyetlerinde ve özellikle de Osmanlı’da devlet yönetim anlayışının üzerine bina edildiği, adalet […]Devamını okuBir İsmet Özel Denemesi: Müslüman Medeniyete İhtiyaç Duyar Mı?
Medeniyet (civilization) mefhumu, geçmişten günümüze değin ma’mur dünyada tartışılan bir kavram olagelmiştir. Bu kavram üzerine birçok düşünür eser kaleme almış ve muhtelif teorilerle bu mefhumun pratiğe dökülebilirliğini irdelemişlerdir. Bu mütefekkirlerden birisi de İsmet Özel’dir. Yazımız, Özel’in Bir Medeniyet Kurmak başlığına haiz yazısını konu edinmektedir. Özel, kendini “Müslüman” olarak tanımlayan toplumların Kur’an ve Sünnet’in öngördüğü davranışları […]Devamını okuKitap Tahlil Kılavuzu ve Okuma Önerileri
Okuma grubu nedir? Okuma grubu, kitapların daha düzenli ve nitelikli okunması için okurlar tarafından oluşturulan ekiplerdir. Bireyler önceden belirledikleri kitabı, belirlenen süre içerisinde okuyarak bir araya gelirler. Kitabı okuyup bir araya gelmek için belirlenen süre genelde bir haftadır. İstisnai durumlarda bu aralık iki haftaya da çıkartılabilmektedir. Eğer kitabın okuma süreci iki haftayı geçecek hacimdeyse bölünerek […]Devamını okuAşk ve Matematik
Varlık ve Dili Üzerine Matematik, insan aklının ürettiği -ya da farkına vardığı- en büyük illüzyon olsa gerek. İnsan, şeylerden oluşmuş büyülü bir kompozisyonun ortasında, anlamak için ne esrârengiz yollara başvuruyor. İşte Matematik bu yolların en akla yatkını gibi durmaktadır. Ama gerçekten insanın ısrarla arzuladığı bu rasyonelliğin karşılığı Matematikte mevcut mudur? Muhakkak insan, karşılaşmalarını anlamlandırmak ve […]Devamını okuVilfredo Pareto’da İnsan Davranışları ve Seçkinlerin Dolaşımı Teorisi
Önemli bir sistemci olarak görülmekle birlikte sosyoloji ile uğraşan bilim ve düşünce insanları tarafından tanınan, düşünceleri bugün tam olarak değerlendirilmiş olmayan İtalyan asıllı Vilfredo Pareto 15 Temmuz 1848 yılında Paris’te doğmuştur. Babasının cumhuriyetçi bir siyasetçi olması nedeniyle on yıl Fransa’da kalmışlar ardından 1858 yılında af yasası ile ülkelerine dönmüşlerdir. 1869 yılında teknik alanda doktorasını tamamlayan […]Devamını okuBirlikte Yaşama (Convivencia) Örneği: Endülüs
Batı’da yaşanan fikri, ekonomik, askeri gelişmeler belli bir safhadan sonra sömürü anlayışını hem ekonomik hırs hem de medeniyet iddialarını yaşatacak bir faaliyet haline dönüştürmüştür. Bu sebeple Müslümanlar uzun süredir yaşamayı irade etmedikleri bir tarihin objesi konumunda medeniyet mücadelesi vermektedir. Hal böyle iken Endülüs, doğu düşüncesini ve kültürünü Batı coğrafyasına taşıyıp orada yeni bir medeniyet inşa […]Devamını okuYazma Eser Uzmanı Fransız Müsteşrik François Déroche’un Hayatı ve İlmi Çalışmaları
François Déroche (فرانسوا ديروش ) 24 Ekim 1952 tarihinde dünyaya geldi. 1973 yılında Fransa’nın önde gelen üniversitelerinden biri olan ENS Üniversitesinde[1] lisans eğitimi aldı. Ardında Mısır tarihi eserleri üzerine yaptığı çalışmasıyla yüksek lisansını tamamladı. 1978-1983 yılları arasında Fransa Ulusal Kütüphanesinde [BNF][2] çalıştı. Bu kütüphanede bulunan Mushaf yazmalarının özelliklerinden bahseden bir fihrist yayınladı. Bu sıralarda bir […]Devamını okuProtestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu, Max Weber
Max Weber, 1864 yılında Almanya’nın –o zamanki adıyla Prusya– Erfurt kentinde dünyaya geldi. Keten sanayisinde zenginleşen bir aileden gelen hukukçu babası, Prusya Temsilciler Meclisi ve Reichstag (Parlamento) üyeliği yapmış sağ-liberal bir siyasetçiydi. Annesi ise yüksek kültürlü dindar bir Kalvenci idi. Evlerine misafir olarak gidip gelen siyasetçiler, devlet adamları vs. sayesinde Weber, oldukça entelektüel bir çevrede […]Devamını okuİki Kimlik Arasında Şeyhülislâm Yahyâ Efendi
Şeyhülislâm Yahyâ Efendi, 16. yüzyılın son yarısında yaşamış ve 17. yüzyılın ilk yarısına erişmiş uzun ömürlü şairlerimizdendir. Ankaralı Bayram-zâde Zekeriyya Efendi’nin büyük oğlu olup, 960 (1552) yılında İstanbul’da doğmuştur. İlk eğitimini, muhitinde bulunan hocalardan, ailesinden ve şeyhülislâm olan babası Zekeriyya Efendi’den tahsil ettiği bilinmektedir. Ayrıca Abdülcebbar-zâde Derviş Mehmed Efendi de ders aldığı âlimler arasında zikredilmektedir. […]Devamını okuŞiir ve Şair Arasındaki İlişkinin Nüvesi: Poetika
“Şi’r için ‘gözyaşı’ derler, onu bilmem, yalnız Aczimin giryesidir bence bütün âsârım!” Merhum Mehmet Akif bu satırlarla başlıyor “Safahat” kitabına ve bu düsturla kaleme alıyor şiirlerini. İyi bir şair olduğu sanki sükut ile icma olmuş. Kalemi güçlü, hissiyatı kuvvetli olanlardan… Bu satırlar bir şeyleri daha anımsatıyorlar bana: Merhumun burada şiire olan bakış açısını öteki üzerinden […]Devamını okuKur’an’ın Yaratılmışlığı Fikrinin Tarihi ve Siyasi Arka Planı Üzerine Kısa Bir İnceleme
İslam mezhepleri tarihçileri ve tabakat yazarları Kur’an’ın yaratılmışlığı fikrini Ca’d b. Dirhem’e dayandırırlar. Onlara göre fikri ilk yayan kişi Ca’d’dır. Ayrıca söz konusu tarihçiler, genelde bu fikrin salt teolojik boyutlarına atıflarda bulunmakla yetinmektedirler. Bundan dolayı bazı çağdaş İslam düşünce tarihi araştırmacılarının “tarihi kendi perspektiflerinden okuma” tenkitlerini kendilerine yöneltmelerine sebebiyet vermiştir. Kadim tarihçilerin illetlendirmeyi teolojik zeminde […]Devamını okuMüslüman Bir Toplum Örneği Olarak 17-18. yy Osmanlı Sosyal Hayatında Kadın
Osmanlı Hukuk Çalışmalarında Kadın “Osmanlı’da kadın” başlıklı çalışmalar 1970’li yıllarda Jennings, Haim Berger, Abraham Marcus, Afif Marsot, Suraiya Faroqhi gibi isimlerle başlayıp gelişimini sağlamıştır.[1]Osmanlı’da kadın çalışmaları yapılırken kullanılan temel kaynaklar kadı kayıtlarıdır. Kadı kayıtları, bu hususta bizlere kadının ne amaçla mahkemeye başvurduğunu, hukuktan yararlanıp yararlanmadığını, hukukun lehine işleyip işlemediğini verirken başvurdukları problemler; dolaylı olarak günlük […]Devamını okuHâris El-Muhasibî’nin Fehmü’l Kur’ân Eserinde Anlamak ve Hürmet Arasındaki İlişkiye Dair Bir Değerlendirme
Anlamak genel manası itibariyle sadece akıl ve idrakin nesnesi arasındaki iki taraflı bir ilişkidir. Fakat benimsenen teoriler ışığında bu ilişki daha dar ve özel bir perspektife göre sınırlanmış olabilir. Örneğin, Klasik dönem düşünürlerinden Hâris el-Muhasibî (ö. 243/857), “anlamak” fiiline, mensubu olduğu tasavvuf geleneğinin de etkisi ile “hürmet” kavramını da ekleyerek onu, anlamada bir unsur haline […]Devamını okuSosyolojik Yöntemin Kuralları, Emile Durkheim
1) Emile Durkheim’ın Hayatı ve Eserleri Durkheim, XIX. ve XX. yüzyıl Fransız sosyologlarındandır. Modern sosyolojinin kurucularından sayılmaktadır. Pozitivizm ekolünden yetişen Durkheim, sosyolojinin “kesin bir bilim” olarak inşa edilmesi için çalışmıştır. Sosyoloji, her ne kadar kendisinden çok önce Auguste Comte, Spencer ve Mills tarafından kavram olarak kullanılmış olsa da Durkheim’ın söz konusu bilimsel çabanın yöntem bilimsel […]Devamını okuDaire-i Adalet I İnfografik
Adalet anlayışı İslam kültürünün önemli bir parçasıdır. Bu anlayış, Osmanlı dönemi ve önceki Türk devletleri dönemlerinde önemli bir husus olarak benimsenmiş ve tatbik edilmiştir. Adalet Dairesi (Daire-i Adalet) ise bu anlayışın sistemleştirilmiş halidir. Adl’dir mûcib-i salâh-ı cihan.Cihan bir bağdır, dîvarı devlet.Devletin nâzımı şeriattır.Şeriata olamaz hiç hâris illâ mülk.Mülk zabteylemez illâ leşker.Leşkeri cem edemez illâ mal.Malı […]Devamını okuKerâmâtü’l Evliyâ Hakkındaki Tartışma ve Tasavvufun Endülüs’te İnkişafı (4./10.-5./11. Yüzyıllar) Üzerine*
Maribel FIERRO Bilimsel Araştırmalar Yüksek Kurulu, Madrid Tasavvufun hicrî altıncı, milâdî on ikinci yüzyılın ilk yarısında İbnü’l ‘Arîf, İbn Berrecân (ki her ikisi de aynı tarihte hırkasını boşaltmıştır: 536/1141) ve İbnü’l Kâsî (ö. 546/1151) gibi sufiler vasıtasıyla filizlendirilip serpilmesi farklı bakış açılarıyla yorumlanmıştır. Her ne kadar kâmil manada delil sunamamış olsa da, M. Asin Palacios’un […]Devamını okuSenkretik bir din: Sihizm
Senkretik dinler arasında gösterilen Sihizm, 16. yüzyılda Hint alt kıtasının Pencap bölgesinde ortaya çıkmıştır. Bu dinin kurucusu olarak Guru Nanak (1469-1539) gösterilir. Dine adını veren “sih” sözcüğü Sanskritçe’deki shishya ile ilişkili olup “mürit, şakirt, talebe” gibi anlamlara gelir. Bundan dolayı Sihler kendilerini “Tanrı’nın müridi” olarak tanımlarlar. Sihizm’in temeli, 8. asırdan itibaren Hint alt kıtasının tarımsal […]Devamını okuYazık Ettiler Cânım Nedîm’e..
1681 yılında İstanbul’da doğan şairimiz Nedîm Ahmet Efendi’nin soylu bir aileye mensup olduğu bilinmektedir. Pek tabiî bir İstanbul beyefendisi olduğu hepimizce mâlum. Büyükbabasından tevarüs eden Mülâkkab-zâde lakabıyla da zaman zaman anılan şairimiz, İstanbul’da kültürlü bir muhitte yetişmiş, devrin büyük alimlerinden medrese tahsili görmüş, Arap ve Fars edebiyatlarını çok iyi öğrenmiş ve imtihanlardan geçerek iyi bir […]Devamını okuModern Topluma Kafka Tenkidi: Dönüşüm Örneği
Franz Kafka tarafından 1915’te yazılan ve modern dünyanın “dönüşümünü” en iyi betimleyen eserlerden biri olarak kabul edilen Dönüşüm, bilhassa toplumsal ilişkilerdeki değişim ve yabancılaşma konularının işlendiği bir öyküdür. Değerlendirmemizin konusunu Kafka’nın işlediği bu iki konuyu kendi fikirleri etrafında okumak teşkil etmektedir. Kafka, bireyin toplumdaki işlevi ile bağlantılı bir değere sahip olduğunu ve bunun dışına çıktığında […]Devamını okuKum Fırtınası I Öykü
Güneşin tepelerin üzerine kurulduğu bir vakitte, tüm benliğini kavuran sıcağa aldırmadan kızgın kumlara bata çıka ilerliyordu. Bütün bu meşakkatin arasında göğsünü ve ciğerlerini dolduran taşları düşününce durakladı. Bu kumların, içini dolduran taşların ufakları olduğu kanaatine vardı. İçerisinde birbirine çarpan taşların çıkardığı gürültüden uyuyamadığını bilen biri olsa bana gülerdi, dedi kendi kedine. Çünkü kaç insanın içinde […]Devamını okuلسان الغيب : حافظ الشيرازي
بسم الله الرحمن الرحيم الحمد لله الذي انعم علينا الالسنة و جعله ان نستعمل كاداة افادتِنا الحسية و الذهنية و العاطفية. و الصلاة والسلام على رسولنا محمد و على آله و صحبه و سلم هذا المقال في اعظم الشعراء الايراني حافظ الشيرازي. نناقش هنا في حياته و اسلوبه بما استطعتُ. غير انّ نقاشَنا سيكون محددا […]Devamını okuBir Karar Verilemezlik Durumu Olarak Anlam
Çöl, aporia’nın paradoksal bir figürü değil midir? Belirlenmiş ya da güvenilir bir geçit yok, Her durumda bir yol yok, olsa olsa güvenilir olmayan patikalar; yollar henüz açılmamıştır, tabi eğer çoktan üzerleri kum tarafından örtülmediyse. -Jacques Derrida “Bir karar verilemezlik durumu olarak anlam”ın ne ifade ettiği fazlasıyla bulanık gözükmektedir. Hayatının her anında karar vermek durumunda […]Devamını okuOsmanlı Ulemasında Kahve Meselesi: İtidal Sanatı ve Katip Çelebi Örneği
Kahve, anavatanı Yemen’den çıktığından bu yana İslam alimleri nezdinde oldukça tartışmaya yol açmıştır. Bu tartışma ortamından Osmanlı uleması da geri durmamış ve kahve kullanımının keyfiyeti ile alakalı fetvalar verilmiştir. Dönemin meşhur alimlerinden Şeyhülislam Ebussuud Efendi, Bostanzâde Mehmet Efendi ve Katip Çelebi’nin görüşleri ise bilhassa izledikleri yollar bakımından incelenmiştir. Bu bağlamda bahsi geçen üç alimin görüşleri, […]Devamını okuKitap İnceleme Yazısı Kılavuzu
Kitabı Okurken: Kitap hangi amaçla kaleme alınmıştır? Kitabın içeriği amacına uygun mu? Kitabın bölümleri amacına uygun mu? Bölümler arası irtibatlar nasıl sağlanıyor? Kitabın konusu nedir? Yazarın ele aldığı konuya şahsi katkıları ve konuya ilişkin iddiaları var mı? Yazarın katkıları/iddiaları ne ölçüde başarılı/tutarlı? Amacı ve konusu göz önünde bulundurulduğunda kitapta eksik bırakılan konular var mı? Kitabın […]Devamını okuDivan Edebiyatında Tanzir ve Günümüzden Bir Tanzir Örneği Tahlili
Tanzir kelime olarak benzetme, mukayese etme gibi anlamlara sahip olmakla birlikte Divan şiirinde terim olarak “bir şiire benzer şiir üretmek” anlamına gelmektedir. Tanzir iki temel kaide üzerine ikame edilir. Bunlardan ilki esas alınan şiirin unsurları diğeri ise benzer olarak üretilecek yeni şiirin unsurlarıdır. Bu iki şiirden tanzir edilene-kendisine benzetilene- esas şiir demek yerinde olacaktır. Yeni […]Devamını okuArap Dili’nden Yüksek Lisans Yapmak İsteyenlere
مرحبا يا جماعة المحبين بلغة الضاد Marmara Üniversitesi, Arap Dili ve Belagatı yüksek lisans ders dönemindeyim, güz döneminin sonuna geldik. Çevremde bu alandan yüksek lisans yapmak isteyenlerin olduğunu bildiğim ve buna dair sorular aldığım için hem akıllardaki bazı belirsizlikleri netleştirmesi, hem de beni her soran meraklı talebeye ayrı cevap yazmaktan âzâde etmesi için bu içerikte […]Devamını oku“Oğlum, burası Müslüman evi ayakkabını çıkar!”
2006 yılında TRT’de yayınlanan Portreler Galerisi isimli programın bir bölümü,[1] belgesele konu olan şahsı birbirine taban tabana muhalif sayılabilecek sıfatlarla tanımlayarak seyircide büyük bir şaşkınlık meydana getiriyordu: “Hem komünist propaganda ve faaliyette bulunmaktan hem de irticai nitelikte konuşma yapmaktan yargılanmış tek aydın. Milli mücadele kahramanı, Marksist, Müslüman…” Bahsedilen kişi genel olarak Türkiye siyaseti içerisinde, özel […]Devamını okuKüresel Sorunlar ve Din, Şinasi Gündüz
2003 yılında İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne profesör olarak atanan Şinasi Gündüz, hâlen aynı fakültede Dinler Tarihi alanında çalışmalarını sürdürmektedir. Hıristiyanlık, Sabiilik, Gnostik akımlar, Ortadoğu inançları, heterodoksal akımlar, küreselleşme, şiddet ve din ilişkileri hakkında pek çok çalışması bulunan Gündüz’ün, Mitoloji ve İnanç Arasında: Ortadoğu Dinsel Gelenekleri Üzerine Yazılar (1998), Pavlus: Hıristiyanlığın Mimarı (2001) ve Misyonerlik: Hıristiyan […]Devamını okuİslam ve Modernlik Üzerine Melez Desenler, Nilüfer Göle
İslam ve Modernlik Üzerine Melez Desenler, Nilüfer Göle Nilüfer Göle, 1953 yılında Ankara’da doğdu. Ankara Koleji’nde lise eğitimini tamamladıktan sonra, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden mezun oldu. Fransa’da Paris Üniversitesi’nde eğitimini aldıktan sonra, doktorasını École des Hautes Études et en Sciences Sociales’te aldı. Ünlü Fransız sosyolog Alain Touraine’in öğrencilerindendir. 1983-85 yıllarında Maison des Sciences de l’Homme’da […]Devamını okuGençlik Dönemi Problemleri ve Din Eğitimi
Gençlik dönemi, hakkında birçok tanım yapılan bir dönemdir. Çocukluktan yetişkinliğe doğru atılan bir adım olduğu için geçiş dönemi[1], çocukluk ve yetişkinlik arasında bir dönem olduğu için ise ara dönem[2] olarak tanımlanmaktadır. Gençlik dönemi aslında 2. doğum olarak da kabul edilebilir, çünkü bu dönemde genç, çocukluk kabuğundan çıkıp yetişkinliğe bir adım atmıştır. Aynı sebeplerden dolayı ergenlik dönemine kırılma dönemi […]Devamını okuFransa’da Laiklik Anlayışı
Fransa’da Laiklik Anlayışı Fransa, 1905 tarihinden beri laik bir ülkedir. Günümüzde ülke toplumunu çoğunlukla Katolikler ve sıra ile Müslümanlar, Protestanlar, Yahudiler, Budistler ve diğer din mensupları oluşturmaktadır. Ancak Katolik enstitüsü[1] tarafından yapılan bir araştırma sonucundan, 16-29 yaş arası gençlerin ateist olduklarını öğreniyoruz. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla 1915 yılından itibaren başlamış olan Mağrib göçü ve 1960’larda […]Devamını okuKeyifli ve Nitelikli Kitap Okuma Kılavuzu
Okumak; kendimizi keşfetmemize yardımcı olan, bizlere bilgi dünyasının kapılarını açan, bizi sorgulamaya yönlendiren, dünyayı anlamamıza yardımcı olan, hayal dünyamızı geliştiren, ömrümüzü bereketlendiren, farkındalığımızı artıran ve tefekkürümüzü geliştiren harika bir uğraştır. Ancak böylesine yaygın ve anlamlı olan okuma uğraşı, okurlar için bazen zor ve içinden çıkılmaz bir hal alabilmektedir. Öyle ki insanlar bazı kitapları okurken kitaba […]Devamını okuفقه الأسرة: حكم الطلاق بسبب فقد الزوج عند الحنفية
الحمد لله رب العالمين، وصلى الله وسلم على سيدنا محمد وعلى آله وصحبه أجمعين. اللهم علمنا ما ينفعنا، وانفعنا بما تعلمنا، وزدنا من لدنك علمًا واسعًا يا رب العالمين. وبعد إن هذا الموضوع المهم علينا أن نعلمها أولا لنزداد علما و فهما في فقه الحنفي والذهنية تحته. ومن فوائده ايضًا أن يعلم من اتبع الحنفية […]Devamını okuChallenges for Muslims Living in The Digital Era
The world is changing rapidly most due to innovations in information technology/digital media/computer technology. Changes in human society include politics, economic, social, culture and religious /spiritual. The changes are real and complicated. Muslims of the digital age have to wake up to challenges within their society that consist of islamophobia & discrimination, religious extremism, modernism […]Devamını okuBlade Runner ya da “İnsandan Daha İnsan”
Sinema Grekçe kökenli bir kelime olup “hareket” anlamına gelmektedir. 1895 yılında Auguste ve Louise Lumiere kardeşlerin sinematograf (cinematographe/hareketyazar) adını verdikleri, optik illüzyondan faydalanarak görüntüleri ışıklı bir perdeye düşürüp hareketli resimler elde edilmesini sağlayan cihazın patentini alması sinemanın doğum tarihi olarak kabul edilmiştir. Lumiere kardeşler sinematograf ile Bir Duvarın Yıkılışı, Islanan Bahçıvan, Boğa Güreşçisi, Lyon’daki Lumiere […]Devamını okuKlasik Sosyologlar I İnfografik
Bizans İkonoklazmı
Grekçe bir terim olan ikonoklazm “imge, tasvir” anlamlarına gelen “eikon” ve kırmak manasındaki “klao” kelimelerinden oluşmuş bir terkip olup kültürel değerlerin dinî-politik sebeplerle bilinçli olarak tahrip edilmesi anlamına gelmektedir. İkonoklazm yani tasvir kırıcılık görüşünü savunan kimselere “ikonoklast (tasvir kırıcı)”, bu görüşe muhalif olanlara ise “ikonoklatr (tasvirperest), ikonofil (tasvirsever), ikonodül (tasvir hizmetkârı)” denilmektedir. Hz. İbrahim’in yaşadığı […]Devamını okuOkulsuz Toplum, Ivan Illich
Ivan Illich 1926 yılında Viyana’da doğdu. Roma’da teoloji ve felsefe okuduktan sonra, Salzburg Üniversitesi’nde tarih üzerine doktora yaptı. Aynı zamanda din adamı olan Ivan, 50’lerde Amerika’da İrlandalı ve Porto Rico’lu nüfusun olduğu bir bölgede rahip yardımcısı olarak görev yaptı. 1956’dan 1960’a kadar Porto Rico’da bulunan Katolik Üniversitesi’nde rektör yardımcılığı görevini yürüttü. Kendisinin kaleme aldığı bazı […]Devamını okuMalezya’da Din, Devlet ve Toplum
Coğrafi ve Tarihsel Perspektif Güneydoğu Asya ülkelerinden biri olan Malezya’nın coğrafi konumuna baktığımızda; kuzeyde Tayland, Güney Çin Denizi ve Brunei’e sınırı bulunduğunu, bununla birliktegüneyde Endonezya, Singapur ve Malaka Boğazı ve son olarak da batıda Hint Okyanusu’yla bitişik olan Andaman Denizi’yle çevrelenmiş bir şekilde bulunduğunu görmekteyiz. Bu sınırlar içerisinde bulunan Malezya temel olarak iki farklı adada […]Devamını okuİbn Haldûn’un Asabiyet Teorisi
Asabiyetin Tanımı İslam dünyasının yetiştirdiği en önemli tarihçi ve sosyal bilimcilerden biri olan İbn Haldun’un tarih felsefesini, içtimai ve beşeri ilimleri temellendirdiği toplum metafiziğine dair eseri olan Mukaddime’yi incelediğimizde “Asabiye” kavramına oldukça geniş yer ayrıldığını görmekteyiz. Bu noktada aklımıza, “Asabiye nedir?”, “Kaynağı ve mahiyeti nedir?” yahut “İşlevi nedir?” gibi sorular gelmektedir. Nitekim bu kavram üzerinde […]Devamını oku